
Chapter 12
"AAAAAAAAAAHHHHHHHH!"
Bowie bunu da göreceğini hiç düşünmemişti. Raj ve Scary Girl sevişiyorlardı...
İkisi durumu fark ettiğinde her şey çok geçti...
"Bowie..."
"Sakın bir daha benimle konuşma Raj! Sen ve ben BİTTİK! ANLADIN MI?!"
Bowie öfkeyle eski erkek arkadaşına bağırdı.
Sonrasında Scary Girl'e baktı.
"Ve sana gelince boklu kız, umarım ikiniz sevişirken Raj senin üzerine sıçar da kokusu bir daha çıkmaz! Sizi orospular!"
Bowie boynundaki kolyeyi koparıp yere attı. Sonrasındaysa evin yedek anahtarını yere attı ve en sonundaysa hediye olarak aldığı eşyaları alarak kapıyı sert bir şekilde kapadı.
Bowie o evden çıktıktan sonra ağlayarak yürümeye başladı. Artık her şey bitmişti. O Lynda cadısı onların ilişkisini mahvetmişti. O Lynda cadısına dava açacağından emin oldu ama bunu şuan da aşırı duygusal zamanda yapamazdı.
Bowie telefonunu açtı ve yabancı bir numarayı aradı.
"Hey Staci, kuzenin Dawn müsait mi acaba?" Bowie kıza sordu.
"Tabi! Ona hemen sorayım."
Bowie acı içinde hınkırdı ve göz yaşını sildi.
"Sen... ağlıyor musun?" Staci sordu.
"Ben... Dawn nerede? Senin evinde mi?" Bowie sordu.
"Evet, benim evimde. Fizik ödevime yardım ediyor." Staci cevapladı.
"Ben şey... sorun olmazsa evinize gelebilir miyim acaba? Konuşmak için?" Bowie kıza sordu.
"Tabi, sana evimin konumunu atarım. Ayrıca sen gelene kadar sıcak meşe kabuğundan yapılan "Meşhailye" çayını yapabilirim."
"O çay ne işe yarıyor." Bowie sordu.
"Gelince öğrenirsin ama söyleyebileceğim tek şey seni sakinleştirip sinirlerini yatıştıracaktır." Staci açıkladı.
"Tamam o zaman. Sonra görüşürüz?"
"Sonra görüşürüz Bowie, hoşçakal."
Staci telefonu kapattı.
Bowie iç çekti ve Staci'nin attığı konuma doğru yürümeye başladı.
Bugün daha ne kadar kötü gidebilirdi ki?
Diğer taraftaysa Heather, diğer kızlarla yemek yiyordu.
Heather genelde fast food insanı değildi ama bugünkü zaferi adına kızlarla birlikte birkaç hamburger gömmüşlerdi.
Heather buz gibi kolasını içerken Dakota'nın kendisini 30'a yakın aradığını fark etti.
Heather bir bahane bulup oradan kaçmayı düşündü.
"Kızlar, ben bir tuvalete uğrıcam, makyajımı tazelicem. Ayrıca kolamı bitireni gebertirim."
Heather kızların yanından ayrıldı.
Amanda Heather'a gizli bir gıcıklığı olduğundan dolayı Heather'ın kolasından içmeye başladı. Diğer kızlar ise bunu aralarında sır olarak sakladılar.
Heather diğerlerinin olmadığından emin olarak telefonunu açtı ve Dakota'yı aradı.
Sonrasında telefon açıldı.
"Heather, neredesin?! Seni kaç defadır arıyorum ama sana hiç ulaşamadım!"
Dakota'nın sesi öfkeli geliyordu ama öfkenin yanı sıra büyük bir üzüntü vardı.
"Aşkmm uyumuşum biraz. Sonrasında biraz gezmeye çıktım. Telefonumu sessize almış olmalıyım. Yoksa tabiki de senin telefonlarını açmamazlık yapmam." Heather en yakın arkadaşına söyledi.
"Buraya gelebilme ihtimalin var mı?" Dakota sordu.
"Niçin ve nereye?" Heather sordu. Nedenini az çok bilse de bunu en yakın arkadaşından da duymak istiyordu.
"Şey, okulumuzdan bir çocuk ağır yaralandı ve bende şuan da onun yanındayım. Bu biraz üzücü çünkü... şey... buraya gelebilir misin? Sana hiç olmadığım kadar ihtiyacım var." Dakota en yakın arkadaşına yalvardı.
"Ben..." Heather cümleye nasıl başlayacağını bilemedi. O iğrenç ineği görmek istemiyordu. O lanet inek nasıl ölmedi diye düşündü kendi kendine. Sonrasında gelmemek için bir bahane buldu.
"Şey Dak... biraz meşgulüm... annem ile amcamları ziyaret etmemiz gerekiyor ayrıca oraya gelebilir miyim bilmiyorum. Yani bu gelmeyeceğim anlamına gelmiyor ama işi ayarlamaya çalışacağım. Gelebilirsem sana yazarım."
Heather iyi bir bahane söylediğini umdu. Dakota'ya yalan söylemeyi sevmiyordu ama... o sümsük için üzülmektense yalan söylemeyi tercih ederdi. Bu yapmadığı bir şey değildi ama bunu Dakota'ya yapmazdı. Heather içinde bir ürperti hissetti ama bu hissi hissetmemeye çalıştı.
"Pekala, sanırım sonra görüşürüz?" Dakota sordu.
"Evet, sonra görüşürüz Dak, seni seviyorum!"
Dakota telefonu kapattı.
Bir umut yoktu. Heather gelmeyecekti. Bazen Dakota neden Heather ile yakın arkadaş olduklarını düşünmeye başladı.
Dakota Heather ile olan fotoğraflarına baktı. Hepsinde çok mutluydular. Ayrıca Heather Dakota'nın zorlu zamanlarında bir noktada yanındaydı ama bunda... onun yanında olmaktansa cehennemde çürümeyi tercih edeceğini düşündü.
Bir süre sonra Mike ve Scarlett geldi.
"Mikee!"
Dakota eski aşkına sarıldı.
"Geldiğin için teşekkürler Scarlett. Bunu çok takdir ediyorum. Gerçekten."
"Rica ederim. Şimdiyse bana tanıkları göster. Ayrıca sözde kurbanımıza da bakmak isterim."
"Scarlett, böyle konuşma, Sam hala yaşıyor." Mike sözde dedektif olan kızı uyardı.
"Çok sıkıcısın. Her neyse, ben oraya gideceğim. Oda numarası kaç?" Scarlett sordu.
"57. Ayrıca Sam'in annesiyle konuşmak istersen konuşabilirsin ama onu fazla zorlama olur mu?" Dakota zeki kızdan ricada bulunarak sordu.
"Tamam ama bilmelisin ki kötü polis her zaman kazanır yani baskın taraf her zaman en çok bilgiyi elde eder."
Scarlett gereksiz bilgi açıklamasından sonra gitti.
Mike boş sandalyelerden birisine oturdu.
"Yani... Nasılsın?" Mike kıza sordu.
"Pek iyi sayılmaz..." Dakota yanıtladı.
"Buna üzüldüm ama Sam iyi olacak. O güçlü bir adam." Mike Sam'e iltifata bulunarak söyledi.
"Sanırım, ama..." Dakota diyeceği şeyin devamını getirip getirmemeyi düşündü.
"Bu Heather ile mi ilgili?" Mike sordu.
"Aslında evet... o benim en yakın arkadaşım ama burada değil. Onu yakın bir saatte aradım ve bana uyuduğunu söyledi. Ona buraya gelip gelmeyeceğini sorduğumda amca yalanını attı. Sanki buna kanacakmışım gibi."
Dakota iç çekti.
"Sence Sam'e bunu Heather mı yaptı dersin?" Dakota sordu.
"Bence daha delil ortada olmadan kimseye iftira atmayalım derim. Heather sinir bozucudur ama bu kadar canice bir şey yapacak kadar akli dengesi bozuk değil."
"Biliyorum ama Sam'in annesi bunu yapanın Heather olduğunu düşünüyor."
"Hmmm..."
Mike düşünmeye başladı.
"Bence bir delil bulana kadar bir suç ön görüsünde bulunmayalım."
"Emin değilim, bunu kim yapmış olabilir bilmiyorum."
"Acaba okulumuzdan birisi mi yaptı?" Mike sordu.
"Elbette, Sam'in annesi öyle söyledi. Ayrıca bunu yapanın bir kız olduğunu söyledi."
"Acaba bunu Anne Maria mı yaptı?"
"O neden olsun ki? Sam ile onun ne alakası var?"
"Bilmiyorum, bana aşık olduğun zamanlar varsa seni bu şekilde incitmeyi düşünmüş olmalı."
Dakota kızardı.
"Ben yaparım ama... senin Cameron ile mutlu olmanı isterim."
"Teşekkürler, umarım sen ve Sam de mutlu olursunuz."
"Umarım... Umarım öyle olur..."
Dakota kafasını Mike'ın omzuna yasladı. Sonrasında ikisi de karşıya öylece baka kaldılar.
Diğer taraftaysa Bowie Staci'nin evine doğru yürüyordu.
Bowie yürürken tanıdık birilerini gördü.
"Gerçekten mi?!" Bowie öfkeli görünüyordu.
Bowie, Julia Wayne ve Nichelle'i görmüştü.
"Ohh hey, bu Bowie!" Nichelle Bowie'yi işaret ederek söyledi.
"Oh lanet..." Bowie oradan kaçma şansının da gittiğini anlayınca iç çekti.
"Heeyyy! Nabersiniz yaa?" Bowie olabilecek en sahte tonda onlara gülümseyerek hal hatır sordu.
"İyiyiz, hem de çok iyi!" Nichelle gözleriyle Julia ve Wayne'i işaret etti.
Bowie şaşırdı.
"Şeyy... tebrikler sanırım?"
"Ha ne?" Julia anlık dalgınlıkla ne olduğunu anlamadı.
"Teşekkürler dostum." Wayne Bowie'ye teşekkür etti.
"Rica ederim..." Bowie sohbeti bitirmek istiyordu ama ne diyeceğini bilemiyordu.
"Pekala, ben gideyim o zaman, sonra görüşürüz..."
Bowie tam gidecekken Nichelle onu tuttu.
"Orada dur bakalım kızımmm, gözlerindeki kırmızılıkları ve akan göz yaşlarını bize açıklamak zorundasın. Kim seni üzdü?" Nichelle sordu.
"Lanet olsun, oyunculukta bu kadar iyi olmandan nefret ediyorum." Bowie Nichelle'e söyledi.
"Biliyorum, işte bende bu yüzden bu kadar mükemmelim." Nichelle kendisiyle övündü.
"Pekala, sizlere anlatırım ama... eğer benimle gelirseniz."
"Nereye?" Julia sordu.
"Sadece beni takip edin."
Üçü de birbirlerine baktılar.
"Sizce gerçekten de gitmeli miyiz?" Wayne sordu.
"Bilmiyorum ama Nichelle bu sorunu çözene kadar durmayacaktır." Julia arkadaşındaki bir özelliği açıkladı.
"Awww beni ne kadar da iyi tanıyorsunn! Evet, Nichelle Ladonna asla bir problemi görmezden gelmez! Onun için savaşıp bunu kazanırr!"
"İşte bu yüzden matematikten 45 aldın." Julia alaycı bir şekilde Nichelle'in ikon anını mahvetti.
"Evet evet, hadi gidelim." Nichelle söndürülen egosu sayesinde Bowie'yi takip etmeye başladılar.
"Buna değse iyi olur." Julia kendi kendine mırıldandı.
Diğer taraftaysa Heather kızların yanına döndü.
Kızlar sohbet edip yemek yemeye devam ettiler.
Kızlar Sam'e yaptıkları şeyi övünerek birbirlerine anlatırken birileri tarafından izlendiklerinin farkında değillerdi.
Onların birkaç arka sırasında Tomy ve Nina yemek yiyorlardı ve duydukları şey ilgilerini çekmişti.
Onlar bir şeyi ilginç bulduysalar o şeyi kaydederlerdi.
Heather'ın sonu yakındı... Hem de çok...
(Devam Edecek)
Note: Aman Tanrım, bu hikaye nereye doğru gidiyor lanet olsun! İlk olarak Bowie'nin aldatılma sahnesini daha farklı şekilde planlamıştım ama bu da olur sanırım. Teknik olarak BowRaj ayrıldı. Şimdiyse Bowie, Nichelle Julia ve Wayne'i peşine takarak Dawn'ın yanına gidiyorlar. Acaba orada neler olacak? Bu Samkota'non yanı sıra diğerlerine de odaklanıyor. Tıpkı Heartstopper gibi Her neyse, Heather'ın planı yavaştan patlaması lazımdı. Bende bunun için Tomy ve Nina'yı ayarladım. Scarlett ve Mike neler bulacak? Yoksa Heather karakolluk mu olacak? Sam'in durumu nasıl olacak? Bu tür soruların cevaplarını diğer bölümlerde öğrenin. Şimdilik benden bu kadar. Diğer bölümlerde görüşürüz. Sizleri çok ama çok seviyorum :))
Note 2: Söylemeyi unuttum, "Meşhailye" çayını ben uydurdum. Eğer böyle bir şey varsa bilmiyorum. Sonrasında öyle bir çay yok falan demeyin. Çayı ben uydurdum :))