Lost Memories

Harry Potter - J. K. Rowling
G
Lost Memories
Summary
Zamanda geri gitme hakkı kazanan 20 yaşındaki Draco Malfoy, 9 yıl önceki geçmişe yolculuk yaparken geleceğin akışını yavaş yavaş değiştirecektir.Eksik bölümler eklendi. Kazayla 31 Temmuz adlı 5nci bölümü yüklemeye unutmuşum yükledim.
Note
Uyarı: Hikayenin bazı bölümleri yetişkinlere yönelik olabilir. Daha karar vermedim ama böyle olacağını düşünüyorum.
All Chapters Forward

Animagus?

Animagus?

 

"Gerçekten ne yapacaksın?"

Pansy'nin sorusuyla Draco, ağzını merakla açtı.

"Ne konuda?"

Bu soru Pansy'nin iç çekmesine Blaise'in ise kaşlarını çatmasına neden olmuştu. Bazen Draco 20 yaşında ki genç yetişkine göre fazla aptalca davranıyordu. Pansy ile Blaise, birbirlerine baktıktan sonra bir şey söylememek için dudaklarını neredeyse ısıracaklardı.

Gerçekten ya Draco fazla saftı ya da saf numarası yapıyordu. Blaise ve Pansy, ikincisi olmasını umut ediyorlardı.

Draco onların yüzlerini gördükten sonra gri gözlerini devirdi. Sanırsam daha fazla onlardan kaçmak için bu numaraya devam edemezdi.

"Eve döner dönmez ilk iş kütüphanede derin bir araştırma yapacağım."

Sarı saçlı 11 yaşında gibi gözüken çocuğun yanıtı koyu tenli çocuk ile siyah saçlı kızı rahatlatmıştı. Rahat bir nefes almaya başladıklarını görünce Draco gülümsemesiyle yürümeye başladı.

Eve dönünce halletmesi gereken bir şey vardı. O şey ise...Geçmişin Draco'sunun nerede olduğunu öğrenmek ve geleceği geri dönmekti.

Şu andan itibaren Draco Malfoy'un aklında tek bir amaç vardı o da 'Eve dönmek.' idi. Ama şimdilik bunu kenara bırakıp kütüphanede ilgisi çekecek olan kitapları okumaya dönmesi gerekiyordu.

Gelecekte maalesef ki her gün gördüğü güzel kitapları bir daha görmesi zor olacaktı. Bundan zamanda yolculuğu fırsat bilip daha önce okuyamadığı kitapları tekrardan okumalıydı.

Gelecekte Voldemort yüzünden verilen 'Ölüm yiyen' ünvanı yüzünden asla istediğini yapamamıştı ve yapmamaya devam da edecekti. Ellinden geldiğince 1'nci sınıf olmanın avantajını kullanmalıydı.

Merlin aşkına! Ravenclaw gibi düşünmeye başladım.

...

Aniden ortaya çıkan gölge beyaz renkte ışığın asadan çıkmasına ve çığlıkların sessiz koridorda duyulmasına neden olmuştu.

Flipendo!

Kütüphaneden çıkar çıkmaz sert bir şeyin ona yaklaşmasıyla Draco Malfoy tarafından yüksek sesle söylenmiş olan büyüydü. Her şey o kadar ani olmuştu ki Draco bile şoke olmuştu.

Ne yapmıştı o?!

Yoksa masum birine zarar mı vermişti?!

Seherbazlık mesleği sayesinde elde ettiği iç güdüler yüzünden daha demin birine zarar mı vermişti?!

"SCABBERS!!"

Gür sesin bağrışı Draco'nun panikle kafasını çevirmesine neden olmuştu.

"NE YAPTIN SEN?!"

Kızıl saçlı 12 yaşına girmiş olan çocuğun sorusuna karşılık Draco, pişmanlık dolu yüzle ağzını açıp kapattı.

"Üzgünüm Weasley kazaydı aniden önüme çıkınca ben büyü yaptım."

Bu sözler tabi ki de evcil hayvanının zarar gören çocuğu durdurmamıştı. Aksine daha da çok öfkelenmişti.

"O canlıydı!"

Draco'nun verecek cevabı yoktu. Sadece sessizliğe gömülüp gri gözlerini  kapattıktan sonra Weasley'nin istediğini demesine hatta gerekirse saldırmasına izin verdi. Ama hiç bir şey olmamıştı. Sarı saçlarının altında ki gri gözlerini yavaşça açtığında Draco, ilk açılan sağ gözünün gördüğü tek şey siyah saçlı çocuğun arkada ki görüntüsüydü.

Draco tamamen gözlerini kocaman açtığında Harry, "Ron sakinleş." Diyerek evcil hayvanı olan sıçanını kaybetmiş olan kızıl saçlı çocuğu sakinleştirmeye deniyordu.

Ne kadar Draco, sıçanı evcil hayvan olarak görmese de Weasley'e hak veriyordu. Sonuçta eskiden abisine ait olan uzun zamandır onlarda yaşayan canlıya zarar vermişti.

"Ne büyüsü yaptın?"

Harry'nin meraklı sorusuna karşılık Draco, yere doğrultulmuş düşünceli gri gözlerini havaya kaldırdı. Yeşil gözler o kadar merakla parlıyordu ki ne diyeceğini ilk baş bilememişti.

"İtme büyüsü. Hedefinde ki insanı uçurarak kendinden uzaklaştırıyor."

Draco'nun sözleri Harry ile Ron'u sakinleştirmişti. Harry gülümseyen yüzüyle arkasında duran yeni sakinleşmiş kızıla dönüp "Ciddi bir büyü yapmamış gibi gözüküyor. Scabbers iyi olacaktır." Dedi ve başından beri sessizliğini koruyan gür saçlı kız ilk baş Ron'un sonrasında ise Draco'nun omuzunu tutarak kazanın olduğu yere döndü.

İşte o anda sessizliğin hakim olduğu koridorda çok yüksek sesli bir çığlık duyulmaya başlanmıştı. Daha demin Draco'nun saldırısıyla yerde yatan sıçana bakmaya giden Hermione Granger'ın sesiydi.

Draco korkuyla yutkundu. Yanlış bir şeyler oluyordu.

"HERMIONE! Ne oldu?!"

"Sca-Scabbers o."

Korkudan o kadar çok kekeliyordu ki cümlesini bile tamamlayamıyordu. O an Draco en kötüsünü düşünmeye başlamıştı.

Ölüm.

Anlaşılan Ron Weasley'nin kendisine attığı bakışla tek böyle düşünenin kendisi olmadığını anlamıştı.

Harry bir adım atıp onlarda uzaklaştığı anda titremeye başlayan yeşil gözleri Draco'ya çevrildi.

"Ne oldu?"

Harry tek "Gelin." Diyebilmişti. Draco ve Ron endişeyle sıçanın cesedini görmek için gelmişlerdi ama gördükleri şey...Bir sıçan değildi.

Karşılarında yerde yatan kısa boylu renksiz saçlı adam vardı. Bu adamı Draco Malfoy tanıyordu.

Karanlık lort olarak bilinen Voldemort diriltmeyi başaran Peter Pettigrew idi.

Draco korkuyla geriye doğru iki adam atmıştı. Bu olamazdı. Gelecekte onu kötü duruma düşüren en büyük korkusu olan adamı dirilten kişi şuan karşısında bilinçsiz şekilde yatıyordu.

Korkudan neredeyse titremeye başlayacaktı.

"Neler oluyor böyle? Scabbers...Nerede?"

Ron ne diyeceğini bilemiyordu. kendisini o kadar çok çaresiz hissediyordu ki şimdi söylemesi gereken sözleri bile söylemiyordu.

Aynı şekilde Hermione'de öyleydi. Ağzından çıkacak kelimelerin ne olması gerektiğini bulamıyordu. Şimdi ne demesi gerekiyordu ki?!

Draco ses çıkarmadan sadece sessizce  yerde yatan 'Ölüm yiyen'e odaklandı. Harry ise siyah kaşlarını çattı ve "Sanırım bu Scabbers." Dedi.

İşte o an zavallı kızıl saçlı çocuğun yüzü solmuştu.

"Yani sen onun-"

"O bir animagus."

"Tıpkı Profesör Mcgonagall gibi."

Sanki Hermione'nin sözlerini duymuşçasına "Burada neler oluyor?!" Mcgonagall endişeli ifadesiyle onlara doğru yaklaştı.

Draco sessizliğini koruyup hala yerde yatan adama yoğunca seyrederken Hermione ve Harry kendilerine doğru gelen profesörün ismini haykırdılar.

"Profesör! Scabbers o!"

Minerva, ilk başta iki çocuğa ardından ise iki çocuğun parmakla gösterdiği yerde yatan renksiz saçlı adama baktı.

"Peter."

Gryffindor bölümünün başkanının ağzından yerde yatan adamı gördüğü anda bu isim çıkmıştı. Üç çocuk şok olmuş şekilde "Peter mı?" Diye sorarken Draco gerildi.

Her şey ona çok yanlış geliyordu.

"Üzgünüm profesör ben bilerek yapmadım..."

Geçmişte ki Minerva Mcgonagall şuan da yerde yatan adamın ölüm yiyen olduğunu bilmemesi Draco'yu korkutmuştu. Gryffindor başkanının tanıdığı birine saldırmak ona daha da kötü hissettirmişti.

"Bay Malfoy, bana ne olduğunu anlatmak ister misiniz?"

Draco hiç bir şey demeden sessizliğini korudu. Sessizliğini bilerek korumuyordu bir şey dememesinin ana nedeni diyecek kelimeyi bulamamasıydı.

Tam o sırada ikinci en küçük Weasley şaşırtıcı bir harekette bulundu. Hiç bir şey diyemeyen Draco'nun önüne geçip "Profesör...Draco, kazayla yaptı. Bi-Biz onu Scabbers sandık bundan ona kızgındım ama sonrasında bu adamı yerde fark ettik." Kelimelerini söyledi.

Minerva Mcgonagall sorgulayıcı bir şekilde kaşlarını çatarak "Scabbers mı?" Diye sordu. Ron başını sallayınca Harry, sarışının önüne geçip konuya daldı.

"Profesör o kim?"

Minerva gözlüklerinin altındaki yeşil gözlerini kendisi gibi yeşil gözlere sahip olan Harry'e yoğunlaştırdıktan sonra konuştu.

"Peter Pettigrew...Kendisi Sirius Black'e kapışması sonucu ölüp kahraman ilan edilmiş birinci merlin ödülün sahibi kişi."

Harry merakla kafasını yana doğru eğdi.

"Sirius Black mi?"

Mcgonagall, çocukları şaşırtacak derecesine dişlerini yumruklarıyla birlikte sıktı.

"Lily Potter ile James Potter'ı öldüren kişiydi."

Harry dehşetle daha demin söylenen şeyler yüzünden bakakaldı. Bunun doğru olup olmadığını öğrenmek için şekil değiştirici profesöründen en iyi arkadaşlarına döndü.

Maalesef ki gerçekti.

"Ama nasıl-"

Tam Harry soru soracağı anda sonunda sessizliğini koruyan sarışın çocuğun ağzı açıldı.

"Eğer gerçekten kahraman olsaydı sıçan şeklinde saklanmazdı. Büyük ihtimalle ortalıkta çok büyük bir yanlış anlaşılma var."

Ron ve Hermione, şaşkınlıkla Draco'ya izlerken Minerva hüzünle gözlerini kapatıp başını salladı.

"Evet haklısın bay Malfoy. Bakanlık sanırım bunca zamandır yanlış kişiye acı çektiriyordu."

"Yani Sirius Black masum mu?! Bunca zamandır asıl suçlu Ron'un sıçanı kılığına girmiş bu adam mı?!"

Minerva, Harry'nin öfkeli sorusuna karşılık sadece başını sallayabildi. Ne diyeceğini bilememişti. Yeşil gözlerini kaldırdığında gördüğü tek şey bunca zamandır bir suçluyu evcil hayvanı olarak yanına almış çocuğun korku ve iğrenmiş suratıydı.

"Bunu öğreneceğime emin olabilirsiniz bay Potter. Eğer düşündüklerimiz doğruysa adaletin yerine getirilmesi için elimden geleni yapacağım."

Harry ağzını açmadı.

Üç çocuk, Mcgonagall'ın "Expacto Patronum." asasını salladığını görünce geri çekilirken Harry olduğu yerde kalakaldı. Kızıl saçlı çocuk ile gür saçlı kız, profesörlerinin asasından ortaya çıkan mavi ve beyaz karışımında ki renkli parlak büyülü kediyi hayranlıkla seyrettiği sırada Harry hiç kafasını kaldırmadı.

Yeşil gözleri sanki düşünüyormuş gibi gözüken Draco'nun üzerinde geziyordu. Draco, gri gözlerini ona çevirdiğinde Harry, ağzını açıp tek bir şey sordu.

"Biliyor muydun?"

...

Aradan 1 hafta geçmişti, o olaydan beri Draco'nun hayatı normale dönmüştü. Ya da öyle sanıyordu.

Ta ki Nott, Slytherin yurduna panikle girinceye kadardı.

O an Draco ve onun iki tarafındaki omuzlarına yaslanıp kitap okuyan Blaise ile Pansy, gözlerini şokla kaldırdılar.

"Potter o...Profesör Quirell'ı öldürmüş!"

İşte o an Slytherin yurdunda büyük panik beraberinde kıyamet kopmuştu. Blaise ile Pansy, Draco'ya bakıp bu olayın açıklamasını yapmasını beklediler. Draco ise sadece bu duruma karşılık gülümsedi.

"Voldemort."

Draco'nun söylediği ismi Slytherin yurdunda başka bir dehşet dolu çığlığa neden olmuştu. Draco, hiç sakinliğini bozmadan sırıtarak kitabını okumaya devam etti.

Kitabı ise yunan mitolojisinde 3 başlı cehennem köpeği olarak bilinen Cerberus hakkındaydı. Belki de Draco'dan gerçekten de iyi bir Ravenclaw olunabilirdi...

Değil mi?

 

Forward
Sign in to leave a review.