Lost Memories

Harry Potter - J. K. Rowling
G
Lost Memories
Summary
Zamanda geri gitme hakkı kazanan 20 yaşındaki Draco Malfoy, 9 yıl önceki geçmişe yolculuk yaparken geleceğin akışını yavaş yavaş değiştirecektir.Eksik bölümler eklendi. Kazayla 31 Temmuz adlı 5nci bölümü yüklemeye unutmuşum yükledim.
Note
Uyarı: Hikayenin bazı bölümleri yetişkinlere yönelik olabilir. Daha karar vermedim ama böyle olacağını düşünüyorum.
All Chapters Forward

Eski eve dönüş

Eski eve dönüş


Şuan Slytherin'deydi. Bunu başarmıştı. Bir an için seçmen şapkanın onu başka eve koymasından korkmuştu. Hem de o ev Hufflepuff idi.

Draco kendisini asla sadık biri olarak görmemişti. Hatta gelecekte bile her daim kendi canını kurtarmak için başkalarına ihanet eden iki yüzlünün tekiydi.

Ne kadar korkakta olsa sonunda karanlık lorda karşı olan korkaklığını az da olsa Harry Potter'a savaş sırasında fırlattığı asa ile yenmişti.

Ya da öyle sanıyordu. Sonunda bu durumun stresine dayanamayan Draco iç çekti.

Yaşlı şapkanın bunadığından artık emindi. Daha bir kaç saat önce yaşadıklarından sonra başka bir anlamı olamazdı.

...

"Hannah Abbot."

Minerva Mcgonagall'ın çağırdığı ilk isimdi. Kendisi şuan da gergin bir şekilde elinde ki kurbağayı kaçmasını önlemek için sıkıca tutan Neville Longbottom'un gelecekte ki eşiydi.

Gerginlikle kurbağasını tutan çocuğun gelecekte ki eşinin sıralamasını bu şekilde izlemesi çok garip ve ironikti.

Draco'yu asıl şaşırtan şey Neville'nin sıralamayı bu şekilde izlemesi değildi.

Hayır kesinlikle. Ona göre Neville'in şuan yaptığı hareket gayet normaldi. Onu şaşırtan şey Bitki bilimi dersinden nefret eden Hannah Abbott'un gelecekte ki eşinin bitki bilimi profesörü olması da değildi.

Tamam Draco itiraf etmek gerekirse nefret ettiği dersin profesörü olan çocukla evlenmesine şaşırmıştı ama o kadar da değildi.

Draco'yu asıl şaşırtan şey  birbirleriyle doğru düzgün konuşmayan iki insanın birlikte evlenmesi ve ona düğün davetiyesi yollamasıydı.

Her daim zorbalık yaptığı Neville Longbottom ile alay edip hafife aldığı Hufflepuff evindeki kız ona davetiye yollamıştı.

İşte Draco'nun asıl şaşırması gerektiği olay buydu. Başka neye şaşırabilirdi ki değil mi?

Neville Longbottom ve Hannah Abbott demek...

Draco Malfoy, Hermione Granger ve Ron Weasley'i bir şekilde birlikte olmalarını anlamıştı ama Hannah Abbott ve Neville Longbottom...Draco bu durumun nasıl bu noktaya geldiğini asla anlamayacaktı.

Draco hep Weasley ve Granger'in yakınlığının bir gün evlilikle son bulacağını biliyordu. Peki şuan tabureye oturmuş kız ile gerginlikle kurbağasını tutan bu çocuğu biliyor muydu?

Kesinlikle hayır.

Hogwarts'da okudukları yıl boyunca hiç konuştuklarını görmediği iki çocuk nasıl evlenebiliyordu ki?

Draco bunu düşünüyorken çoktan başka bir isim okunmuştu.

"Hermione Granger."

Draco düşünceli gri gözlerini hızla yukarı doğru kaldırıverdi.

Kızın her zamanki kendinden emin şekliyle yürümesi Draco'yu pek şaşırtmamıştı. Gür saçlı kız, dişlerini sıkıp heyecanla seçmen şapkanın takılmasını beklerken Draco onun gözlerini kapatmasını seyretti.

Her daim Ravenclaw olması gerektiğini düşündüğü kızın seçmen şapkanın "Gryffindor!!" Demesi her seferinde şaşırtıyordu.

Kız cesurdu. Draco bundan hem fikirdi ama ona göre zekası cesaretine göre daha ağır basıyordu.

Belki de böyle düşündüğünden dolayı onunla pek iyi anlaşmamıştı değil mi?

Ve tabi ki ailesinin ona yüklediği ön yargıda vardı.

Muggle'lardan iğrenen ailesi tabi ki de Muggle doğumlu cadı ya da büyücüyle takılmasını istemeyecekti. Hatta bunun için ona kendi düşüncelerini aşılayacaktı. Draco bundan dolayı ister istemez kızdan nefret etti ve ona zorbalık yapmıştı.

Aslında kız asla bu zorbalığı hak etmemişti.

Tanrım gelecekte bu kızın ondan nefret etmesi gayet normaldi.

Kendisi bile şuanda geçmişteki halinin yüzüne yumruk atmamak için zor duruyordu. O kadar zordu ki onun için ayna gördüğünde geçmişteki benliğinin yansımasıyla karşılaştığı için kendi yüzüne yumruk atmaktan artık korkuyordu.

Bu gereksiz düşünceleri kenara bırakan Draco, bir sonraki isim olan "Daphne Greengrass." isminin Mcgonagall tarafından okunup tabureye oturmasını seyretti.

Sarı saçlı kız ne kadar soğuk gözükse de mavi gözlerinin gerginlikten titrediğini Draco dikkatle bakınca görebiliyordu.

Greengrass ailesi diğer safkan ailelere nazaran ne kadar tarafsız ve daha az kurallı gözükse de soğukluğuyla bilenen kız yine de beklenmedik bir şekilde gergindi.

Belki de Draco o kızı o kadar iyi tanımamıştı.

Sonuçta her daim yanında olan ailesini bile tanımamış iken bu kızı tanımaması pekte anormal değildi.

Draco bunca yıl sonunda kendisini bile daha yeni tanımıştı.

"Neville Longbottom."

Sonunda Draco'nun beklediği bir diğer isim okunmuştu.

Zavallı çocuk tabureye otururken o kadar çok titriyordu ki Draco onun bu haline üzülmeden edemedi.

Bunca zaman onun gibi masum çocuğa zorbalık yapması ne acı ve üzücüydü.

Draco artık kendinden nefret ettiği konusunda hem fikirdi. Şuan ki düşünceleri kesinlikle 'Kendimden nefret ediyorum!' dermişçesine haykırıyordu.

"Gryffindor!"

Şapkanın gür sesli bağrışıyla Neville'in yüzünde bir rahatlama belirmişti. Daha gerginliğini tam olarak atmadan onu alkışlayan Gryffindor masasına aceleyle koşuverdi.

Draco bu manzara karşısında gülümsedi. Bu sefer elinden geldiğince ona yardım edecekti. Neville Longbottom ne kadar ona zorbalık yapsa da her daim ona nazikti. Daha doğrusu diğerleri gibi öfkeli nefret bakışları yerine sadece onun yanından geçiyor ve "Malfoy." Diye sesleniyordu.

Ne kadar tedbirli olsa da yine de ona karşı iyiydi. Bu Draco için iyi nedendi. Bu sefer elinden geldiğince Neville Longbottom, Hermione Granger, Ron Weasley ve Harry Potter'dan uzak durmaya kararlıydı.

"Ernest Macmillan."

Evet, Draco'nun sırası yaklaşmıştı. Bu çocuktan sonra Draco'nun ismi vardı. Neden soy isimlerin başlarındaki harfe göre sıralanıyordular ki onun yerine isimlerinin başındaki harfe göre sıralanamazlar mıydı?

Draco sıralamasının bir an önce gelip bitmesini istiyordu.

"Hufflepuff!"

İşte sıra gelmişti. Draco'nun omuzları gerginlikten dikleştiği anda Mcgonagall'ın ağzından "Draco Malfoy." İsmi çıkıverdi.

Draco yüzündeki gerginliği kimseye belli etmeden yürümeye başladı. Kendisi 20 yaşındaydı, 11 yaşında değildi.

Gerilmesine gerek yoktu, değil mi? 

Daha önce sıralanmıştı sonuçta.

Tabureye oturmadan önce Draco gerginliğini atmak için zihninde bu seslerin yankılanmasına izin veriyordu.

Sonunda seçmen şapka kafasına konulduğu anda zihnindeki tüm gergin sesler kesilmişti onun yerine tanıdık gelen şapkanın sesi karanlık olan zihninde yankılanmaya başlamıştı.

-Demek bir zaman yolcusu.-

-Bu beklenmedik bir şeydi Bay Malfoy.-

Draco bu sinir bozucu sesi duymasıyla tüm gerginliği ani bir sinire dönüşüverdi.

Hemen beni Slytherin'e koy.

Şapka Draco'nun bıkkın sesini bekliyormuşçasına kıkırdamaya başladı. Draco bu duruma karşılık iç çekmeye başlamıştı.

Tanrım neden tekrardan seninle görüşmek zorundaydım ki!

İçten düşüncesiyle şapkanın kıkırdaması daha da büyüdü.

-Sizi duyabiliyorum Bay Malfoy."

Draoc buna karşılık pis pis sırıttı.

"Öyle mi bilmiyordum."

O kadar çok siniri bozulmuştu ki farkında olmadan yüksek sesle konuştuğunu farkına bile varamamıştı.

Draco etrafındaki bakışları umursamadan tekrardan öfke ve bıkkınlık karışımıyla iç çekti.

Neden bu kadar sinir bozucusun?

-Bilemedim ki. Bunu Godric'e sormamız lazım.-

Draco'nun öfkeden neredeyse başı ağrıyacaktı. Şuan da şapkayı fırlatmamak için kendisini zor tutuyordu.

-Şimdi şakayı bir kenara bırakalım Bay Malfoy.-

Draco buna karşılık içinden 'Sonunda!' Diyerek karşılık vermişti.

Şapka o iç sesi de duyduğu için yine kıkırdamaya başlamıştı ama bu kıkırdaması diğerlerine nazaran daha kısa sürmüştü.

-Çok kurnazsınız bay Malfoy. Evet kurnazsınız ama aynı zamanda sadıksınız da. Bu beklenmedik bir şey. Geçmiş yaşamımda da bu sözleri söylemişim anlaşılan.-

Seçmen şapka haklıydı. Gerçekten de geçmiş yaşamında da bu sözleri söylemişti. Draco bu sözleri duyar duymaz paniklemişti.

Bunun nedeni ise Hufflepuff'a konulmaktan korkmasıydı.

Beni Slytherin'e koy geçmişteki gibi.

-Neden? Geçmişte ki siz Hufflepuff'a gitmekten korktuğunuz için Slytherin'e koymuştum ama şimdi artık korkmuyorsunuz gibi gözüküyor.-

Korkmuyor olabilirim ama geleceği değiştirmek istemiyorum.

-Bu garip bir düşünce anlayışı bay Malfoy. Sizin yerinizde kim olsa geçmişi değiştirmek isterdi.

Draco tam öfkeyle ona bağıracakken -Sizin düşüncünüze saygı göstereceğim bay Malfoy. Bu yüzden lütfen siz de kendinize saygı gösterin.-

Draco seçmen şapkanın ne demek istediğini anlamamıştı. Ona 'Ne demek istiyorsun?!' Diye soracağı anda yüksek sesler "Slytherin!" Sesi duyuluverdi.

Draco anlaşılan sorusunu başka zamana saklaması gerekiyordu. Mcgonagall'ın kafasındaki şapkayı ondan geri almasıyla Draco heyecanını saklayarak onu alkışlayan eskiden ait olduğu evine doğru yürümeye başladı.

Draco evinin masasına oturduğu anda vücudundaki tüm gerginlik atılıvermişti.

Sonunda bir çok kez isim okunmuştu ama Draco seçmen şapkanın ona söyledikleri yüzünden odaklanamamıştı. Tam gri gözlerini kaldırdığı anda tanıdık bir isim Draco'nun kulaklarına geliverdi.

"Pansy Parkinson."

Pansy gergin koyu gözleriyle Draco'ya baktığı anda onun gerginliğini alacak bir gülümsemeyle karşılaştı.

Pansy diğerlerine nazaran kendisine daha da güvenerek gülümsemesiyle emin adımlarla yürüyüp tabureye oturuverdi.

Geçen bir kaç saniyenin ardından "Slytherin!" Diye bağıran seçmen şapkanın sesinin duyulmasıyla kızın yüzündeki gülümseme daha da büyümüştü.

Kız heyecanla Draco'nun yanındaki boşluğa oturup ona doğru sıcak bir şekilde gülümserken Draco hüzünle bakarak onun gülümsemesine karşılık verdi.

İstemsiz bir şekilde geleceğe dair derin bir özlem duymuştu. Draco ne kadar umursamıyormuş gibi gözükse de gelecekte onun en yakın arkadaşı olan Blaise ile Pansy'i özlemişti.

Draco'nun gri gözleri onun yanında oturan Pansy'den isim sırasını heyecanla bekleyip ona gergin bir şekilde Blaise doğru kayıverdi.

Draco gri gözlerini tam çekip tekrardan önüne döneceği anda bir çift gözün onu izlediğini fark etti. Draco bir çift yeşil gözün onu izlediğini yemin edebilirdi ama ispatlayamazdı.

Draco sonunda kafasını sallayıp 'Bana mı öyle geldi?' Diye düşündükten sonra önüne  geri döndü.

 

Forward
Sign in to leave a review.