Holocene

Harry Potter - J. K. Rowling
F/M
Gen
G
Holocene
Summary
" Bir şey yapmam lazım. Burada kalıp kitaplara gömülemem şimdi olmaz"
All Chapters Forward

The One Who Run

Hogwarts'ta yeni okul yılı eskisine göre sönük başlamıştı. Tüm öğrenciler dışarıda dönen kötü şeylerden artık haberdardılar. Bakanlık herkese bir sorun olmadığını dile getirsede bazı şeylerin farklı olduğunun herkes farkındaydı. Bu dönemleri eğlenceli olmalıydı oysa. FYBS'larından önceki son senelerine girmişlerdi. Yinede bazıları için çok daha kötü bir zaman aralığıydı. Remus'un son dönüşümü normale göre çok daha kötü geçmişti. Yine de arkadaşlarına çok büyük zarar vermemiş olduğundan dolayı içi biraz daha rahat etmişti ve uykuya rahatlıkla yatırmışlardı.

"Madam Pomfrey'e göstermelisin Pati" dedi Marlene kısık sesle. Sirius'un karnında derin görünen kesiği işaret ederek. "Hayır Marls" dedi Sirius belki de ona göre yüzüncü defa. Marlene ise endişesine rağmen kesiğin üzerine bir sargı bezi ile yarayı kapattı. Elleri hala sargı bezinin üzerindeydi. Düşüncelere dalmıştı. "Sirius" dedi sonunda sesi tedirgin çıkıyordu. "Lütfen bak bu böyle olmaz." Sirius ise her zaman ki alaycılığıyla "beni bu kadarda çok merak etme McKinnon" dedi. Marlene gözlerini devirdi. "Vücudunda iz kalmasına neden olabilir. Bunu ister misin" diye sordu Marlene. Sirius ise gülerek "beni daha belalı gösterir" cevabını verdi. Marlene ise sadece "peki" dedi. Daha sonra ayağa kalktı. Sirius onun kalkmasıyla gözlerini kıstı. "Nereye" diye sordu. Marlene koltukta olan malzemeleri toparlarken konuştu "Remus'a bakmalıyım". Eşyaları masanın üzerine bıraktı. Sirius'ta ayağa kalktı "Marls o iyi ve sen saatlerdir uyanıksın uyumalısın" dedi. Marlene kafasını iki yana salladı. Remus'un moral desteğine ihtiyacı vardı. Onun yanında olmalıydı. "Git ve yat Pati dinlenmelisin. En azından sadece dinlen olur mu? Ben sabah o uyanınca geleceğim ve seni kontrol edeceğim" dediğinde Sirius Marlene'in elini tuttu. "Yani vücuduma bakmak istiyorsan bahane bulmana gerek yok" dedi hafiften kıkırdayarak. Marlene'de güldü "ah tabi senin o muhteşem vücudun için" dedi. Tam gidecekken Sirius tarafından yeniden durduruldu. "Şu anda inanılmaz uykuya ihtiyacı olan birine benziyorsun McKinnon" dedi. Marlene ise "beni kendinle karıştırıyorsun Black" dedi ve çocuğun elinden tutup onu koltuğa oturtturdu. Kendide yanına oturdu. "Bak Sirius beni düşünmen çok hoşuma gidiyor reddetmeyeceğim. Ancak Lily'de hiç uyumadı ve yarın ki dersi sırf benim için alıyor. Sevmemesine rağmen yani dinlenmesi lazım. Bana gelirsek bu derste iyiyim ve orada olmak istiyorum. Remus'un yanında" dedi ayağa kalktı ve hızla ortak salondan çıktı. Arkasında kaşları çatık bir Sirius bırakmıştı.

Marlene hızlı adımlarla koridorları geçti. Remus'un yanına vardığında uyuyan Lily'i uyandırdı. "Hadi git yat Lils yarın sabah dersin var" Lily uyku sersemi gözlerini kırpıştırdı. "Seninde Marls" dedi Lily ama Marlene onu ikna etmeyi başarmıştı. Bütün bir yaz boyunca yetenekleri üzerinde çalışmış ve yorulmuştu. Şimdi ise hiçbir şey olmamış gibi yapıp hayatına devam ediyordu. Remus'un durumunun Dorcas'ın gitmesi üzerine kötüleştiğini biliyordu ve bu durum onu üzüyordu. Marlene eliyle kafasını desteklemiş bir şekilde uykusuna direnirken duyduğu sesle irkildi. Hava yavaştan aydınlanmaya başlamıştı ama henüz Madam Pomfrey'nin gelmesine çok olması lazımdı. Gelen sesle beraber Remus'ta uyanmıştı. Marlene uyandığını gördüğünde "ah lütfen uyumaya devam et Remmy daha çok erken" dedi. Remus yatakta doğrulmaya çalıştı "şeninde uyuman lazım Marls biliyorsun burada yatıyorum ve iyiyim refakatçıya ihtiyacım yok" dedi Marlene gözlerini Remus'a dikti ve "belki ihtiyacın yoktur ama benim senin yanında olmaya ihtiyacım var iyi olduğunu görmeye şimdi lütfen" eline yorganı aldı ve Remus'un üstünü örttü "uyumaya çalış" dedi ve koltuğa geri yattı. Ancak Remus uykusuna geri dönmekte zorlanıyordu. Hava hafiften aydınlanmaya başladığı içinde uyumak istemiyordu. Marlene Remus'un açık gözlerine baktığında derin bir iç çekti. "Uyu hadi aylak." Remus ise sadece gülümsedi. "Aynısını sana söylemeli Marls." dediğinde Marlene gözlerini devirdi. "Sen uyursan bende burada uyuyacağım söz" dedi sonunda. Remus kafasını salladı.

Lily üzerinde görünmezlik pelerini ile ortak salona girdi. Sirius orada oturmuş ateşle bakışıyordu. Onu gören Lily yanına oturdu. "Sirius yatağına girmen lazım Marlene yaranın derin olduğunu söyledi" dedi sakince. Uykusu vardı ancak çapulcular inatçı bir gruptu ve kendilerini düşünmek pek yaptıkları bir şey değildi. "Ben iyiyim Lily. Sen git James'ine bak" cevabını verdi. Lily ise oturduğu yerde dikleşti "onu uyutacak bir iksir verdim. Yoksa onunda bu gece uyumayacağını biliyordum." Lily söylediklerini bitirdiğinde Sirius güldü. Demek çatalak bu yüzden ortalıkta yoktu. "Şimdi sanada içirmemi istemiyorsan lütfen odana git ve yat" dedi Lily. Sirius "Marlene neden benden kaçıyor" diye sordu. Lily kaşlarını çattı o da bunun farkındaydı ama nedenini bilmiyordu. "Kaçsa bile pek başarılı sayılmaz sürekli berabersiniz" dedi. Doğruyu söylüyordu Marlene kaçsada Sirius onu buluyordu. Sirius "neden diye sormuştum" dedi. Lily omuz silkti "bana anlatmadı" dedi. Sirius kapıya bir kez daha baktı ve ayağa kalktı tam merdivenleri çıkacakken arkasını dönüp Lily'e Marlene'inde o iksiri içirmesini söyleyecekken vazgeçti. Odasına doğru ilerledi. Lily ise eliyle yavaşça başına masaj yaptı.

Mary ormanda bir ağacın altında kitabını okuyordu. Burası ona evini ve evinin olduğu ormanlık alanı çok daha fazla hatırlattığı için burada olmayı seçmişti. Yanına birinin geldiğini duyduğunda yavaşça kafasını kaldırdı. Barty ona doğru geliyordu. Mary gülümseyerek kitabı bir kenara bıraktı. "Seni Evans ve McKinnon'ın yanında göremeyince bende buraya geldim" dedi Barty ve Mary'nin yanına oturdu. Mary omuz silkti "son zamanlarda biraz meşguller" dedi sonunda. Barty kaşlarını yukarı kaldırdı şaşırmıştı. "Normalde hep beraber takılırdınız?" Diye sordu. Mary ise "Bazı şeyler değişti sanırım. James Lily'i asla yalnız bırakmıyor" bunu söylerken güldü ama daha çok buruk bir gülümsemeydi "bizimle vakit geçiremiyor. Çünkü okul içinde görevleri var sonuçta." Derin bir nefes aldı ve verdi " Dorcas zaten yok gitti. Marlene desen Sirius ve Remus arasında mekik dokuyor yada birden ortadan kayboluyor. Bilmiyorum sanırım en yakın arkadaşlarımın kendi işleri var" dedi. Barty yavaşça Mary'nin elini tuttu ve gülerek "onlara bir teşekkür borçluyum seninle vakit geçirmem için bana zaman veriyorlar" dedi ve Mary'i öptü sadece kızın kafasının dağılmasını istiyordu. Mary o anda aklında olan çoğu şeyi unuttu. Sadece anın tadını çıkardı. İkiside bulundukları yerden memnundu ve ikiside ağaçların arasından onları izleyen kişiyi görmedi.

Marlene ve Remus birlikte ortak salonda oturmuş tılsım dersinin ödevini yapıyorlardı. Konu pek zor olmasada ödev önemliydi. "Ben bitirdim" dedi Remus. Marlene ise elini kaldırdı ve son cümlesini yazıp "bende" diye cevap verdi. İkili çok uzun zamandır ödevlerini yapıyorlardı. Kolundaki saate bakan Marlene "çok geç olmuş diğerleri diğerleri nerede" diye sordu. Remus yavaşça ayağa kalktı. "Yemeğe inmiş olabilirler zaten bizde inelim kurt gibi acıktım" dedi Marlene olayın ironisine güldü ve onayladı. Ödevleri odalarına götürüp yemeğe indiler. Büyük salona geldiklerinde masada bir tek Peter'ın olduğunu gördüler. Marlene Sirius'u sabah kontrol ettiğinden beri görmemişti. Bu onda merak duygusunu körükledi. Ancak sesini çıkarmadı. Onun yerine Remus Peter'a "herkes nerede" diye sordu. Peter ise "Lily ve Çatalak kütüphanedeler. Patiayak Hufflepuff'tan bir kızla beraber yemeğe geleceğini söyledi." Marlene sonrasını dinleyemedi. Eskiden nedenini bilmediği bu kıskançlığın nedenini artık biliyordu. Bu onu daha çok sinir ediyordu. Bunun böyle olmaması gerekiyordu. Marlene böyle hissetmemeliydi. Yazın verdiği kararın arkasında duracaktı. Onunla o şekilde bir ilişkiye giremezdi çünkü Sirius onu sadece arkadaşı olarak görüyordu. Böylesi daha iyiydi. Kendiyle olan çatışmasını karşısına mutlulukla oturan Mary ile kesti. Üçüde Mary'e merakla bakıyordu. Mary bakışları farkettiğinde. Yüzünde ki gülümseme kesildi. "Bir şey mi oldu" diye sordu. Marlene ise "hayır hayır çok mutlu görünüyorsun bunun sebebini merak ettik" dedi. Mary ise ilk aklına gelen şeyi söyledi "kitabım harikaydı mutlu sonların gücünü hafife almayın." Tek bir problem vardı o kitabı ona veren kişi Marlene'di ve kitabın sonu iyi bitmiyordu. Marlene bunu sonraya sakladı.

Sirius ve Zazie Tonks ile birlikte yemekhaneye girdiler. "Son olarak Sirius Andy sana yazdımı bilmiyorum ama yazın seni görmek istiyor." Dedi Zazie. Sirius gülerek kafasını salladı "bende çok istiyorum. Merak etmesin gelirim" dedi. "Sirius Alphard için üzgünüm yazın söyleyecektim ama siz malum" dedi Zazie sessizce "Teşekkürler Zaz. Lütfen kuzenime iyi olduğumu söyle ben iyiyim" dedi. O sırada Zazie'nin gözü onlara kızgın bir şekilde bakan Marlene'e takılmıştı. Zazie Sirius'a dönerek "şu sizin masada ki sarışın kız niye böyle bakıyor" dedi. Sirius arkasını dönüp baktığında kızın bakışlarını gördü ve gülümsedi. Marlene'in bakışları değişti ve göz devirip masasına döndü. Sirius ise Zazie'ye "önemli değil ben hallederim" dedi ve ikiside kendi masalarına yöneldiler. Sirius yavaşça Marlene'e "neyin var Marls" diye sordu. Marlene cevap vermek üzereyken James'in araya girmesiyle sözü kesildi.

Marlene ihtiyaç odasında oturmuş düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu. Elindeki eskiz defterini sıkıca tuttu. Artık rahatsız edici rüyalar görmüyordu yada gördüğünü hatırlamıyordu çünkü bazen sabahları uyandığında göğsünde bir ağırlık hissediyordu. Ancak ne kadar zorlasada hatırlayamıyordu. Kafasında oturmayan şeyler vardı. Oturan şeyler ise onu korkutuyordu. Akşam yemeğinde James sayesinde Sirius'un sorusundan kaçmıştı. Tüm yaz ve dönemin başında kaçtığı sorudan hala kaçıyordu. Yinede kendi düşüncelerinden kaçmak kolay olmuyordu. "Burada olacağını tahmin etmiştim" Marlene gelen sesle irkildi hızla arkasına döndü. Sirius orada durmuş ona bakıyordu. Marlene kaşlarını çattı "burada ne işin var" diye sordu. Sirius yavaşça yanına geldi "uyku tutmadı bende çapulcu haritasıyla mutfağa gidecektim sonra bir baktım yatağında yoksun" Marlene'in yanına oturdu "bende seni burada bulabileceğimi düşündüm" dedi. Marlene "beni neden bulmak istedin ki" diye sordu merakla. Sirius ise aklına gelen ilk şeyi söyledi "yaram sanırım bu gün Zazie ile birlikteyken yanlış bir şey yaptım." Marlene'in endişesi birden kıskançlığına yenildi. "Artık ne yaptıysanız" dedi bir anlık boşlukta bulunarak. Sirius gülümsedi "aslında çok zor bir şey değildi bilirsin" Marlene sinirle "iğrençsin Black" dediğinde Sirius onun bu haline güldü "ne yaptığımızı düşündüğünü bilmiyorum Marls ama" Marlene Sirius'u durdurdu. "Açıklama yapmana gerek yok Sirius. Gelde yarana bakayım" dedi. Sirius bir şey demek istedi ama ağzını açamadı. Marlene t-shirt'ü kaldırdı yavaşça bezde kan yoktu. Yumuşak bir şekilde bandı açtı yaraya baktı kötü durmuyordu. İyileşiyor gibiydi. Bandı yeniden kapattı. "İyi görünüyor bir şey olmamış" dedi ve Sirius'tan uzaklaştı. Sirius Marlene'in ondan uzaklaşmasını anlamıyordu. "Neden benden kaçıyorsun Marls" diye sordu sonunda. Marlene otomatik olarak cevap verdi "kaçmıyorum". Sirius kafasını salladı "hayır kaçıyorsun o sabah sizden çıktıktan sonra James ile geldiğimizde yoktun." Marlene cevap verecekken onu durdurdu. "Dayınla gitmen problem ama değil kaçar gibi gittin. Dün akşamda öyle kaçtın. O akşam anlattığın şey için seni zorladım mı diye düşünüyorum çünkü aklıma başka bir şey gelmiyor" dedi. Marlene kafasını öne eğdi Sirius haklıydı kaçıyordu. "B-ben" dedi ama ne cevap vereceğini bilmiyordu. Yavaşça yüzünü kaldırdı Sirius ile göz göze geldi. Sirius onun cevabını bekliyordu. İkiside birbirine baka kalmışlardı. Marlene konuşacakmış gibi ağzını açtı ama sonra kapattı. Sirius'un gözleri Marlene'in dudaklarına kaydı. Çekimi hissediyordu çok düşünmedi hatta hiç düşünmedi sadece karşısındaki kıza bakıyordu. O büyüleyiciydi ve onu bu gün kıskanmıştı. Bu çekimi boşa harcamayacaktı. İkiside birbirine çok yaklaşmışlardı. Sirius daha fazla beklemedi ve Marlene'i öptü.

Forward
Sign in to leave a review.