Holocene

Harry Potter - J. K. Rowling
F/M
Gen
G
Holocene
Summary
" Bir şey yapmam lazım. Burada kalıp kitaplara gömülemem şimdi olmaz"
All Chapters Forward

Trust From The Past

Marlene ve Sirius'un ihtiyaç odasında geçirdikleri günün ardından bir gün geçmişti. Lily ve Dorcas ne kadar çok sorsalarda Marlene onlara nerede olduklarını yada ne yaptıklarını söylemek istememişti. Kızlarda onu sık boğaz etmekten zorda olsa vazgeçmişlerdi. Marlene uykusundan çok geç uyandığından kahvaltıya gitmek için geç kalmıştı. Marlene masaya oturduğunda Remus'un yokluğunu fark etti. "Hey Doe Remus nerede" diye sordu hemen yanında oturan arkadaşına. Dorcas üzgün bir şekilde "büyükannesi rahatsızlanmış" dedi. Marlene anladım şeklinde kafasını salladı. James Marlene'e döndü " Marls iki gün sonra antreman var" dedi. Marlene gülümsedi ve " hatırlıyorum Jamie" dedi. Mary ve Peter birlikte bir şey hakkında konuşurlarken Mary aklına gelen şey ile Dorcas'a döndü. "Doe astronomi notları tamam. Bana unutturmada sana getireyim" dedi. Dorcas ise "merak etme unutturmam" dedi. Mary daha sonra Peter ile olan konuşmasına geri döndü. "Dün akşam neredeydin?" diye sordu Peter sessiz bir şekilde. Mary'nin gözleri Slytherin masasına kaydı ama Barty yoktu. Gözlerini tabağına çekti. "Hiç sadece yalnız kalmak istedim" diyerek cevap verdi. Peter Mary'nin son zamanlarda olan davranışlarının değiştiğinin farkındaydı. Akşamları birden ortadan kayboluyordu ve yasak başlamadan hemen önce yada biraz sonra geliyordu. Yinede kendine karşı tavır almasını istemediğinden dolayı hiçbir şey söylememişti. Ve yine aynısını yaptı "peki" dedi Peter sakince.

Marlene elindeki mektubu sıkıca tuttu ve hızla koridorda ilerledi. Ortak salona girdi ve etrafta kimsenin olmamasını fırsat bilerek hızla odasına çıktı. Mektubu elleri titreyerek açtı.

Sevgili Marlene

Her şeyden önce merhaba. Janice ile ben kendini toparlayabilmiş olmana çok sevindik. Benden istediğin şey için benim herhangi bir yetkim olmadığının farkınfasındır umarım. Bunun için ailenden yardım istemelesin ki ikimizde bunu yapmayacağını biliyoruz. Bu konuda yardım edemediğim için üzgünüm. En azından sana bakanlığın bu konuda fazlasıyla çalıştığını söyleyebilirim. Kendine yüklenme okuluna odaklan.

Christian

Marlene mektubu yere fırlattı. Yardım etmek istiyordu ama ailesi buna izin vermezdi. Amcası ise ona yardım etmek isteyecek birisiydi ama bir seherbaz değildi. Kapının açılmasıyla Marlene hemen yerdeki mektubu aldı ve üstüne oturdu. "Hey Marls" dedi Dorcas. "Hey sen sınıfa gitmemişmiydin?" diye sordu Marlene. Dorcas masasının üzerinde bulunan kitabı eline aldı. "Kitabımı unutmuşum. Hadi hadi gelmiyormusun?" dedi. Marlene kafasımı salladı. "Tamam kitabımı alayım" dedi. Dorcas kapıyı açtı "aşağıda seni bekliyorum" dedikten sonra dışarı çıktı. Marlene hemen kalktı ve mektubu yırttı yerde duran çöpe attı. Çalışma masasındaki kitabı alıp odadan çıktı.

Marlene gördüğü kabus ile uykusundan uyanmıştı. yavaşça yataktan çıktı. Dorcas ve Mary görünüşe göre uyuyorlardı. Lily'nin ise perdesi çekikti. Marlene derin bir nefes aldı. Camdan dışarı baktı ay bulutların arasındaydı. Silkelendi ve cübbesini üzerine geçirdi ve asasını eline aldı. Yavaşça odadan çıktı. Ortak salonda hiçkimse yoktu bunu görünce rahatladı. Yavaşça ortak salondanda çıktı. Mutfağa doğru ilerlerken gelen sesler ile duvara çöktü. "O şuanda iyi mi" dedi Lily sessiz bir şekilde. James kafasını salladı ve "evet ama bu gece çok zordu. Sanırım ayın yakınlığından kaynaklıydı bilmiyorum" dediğinde Lily James'in yürürken zorlandığını anlayıp ona destek olmak için kolunun altına girdi. "Şuan yanında kim var." dedi Lily bir anda durmuşlardı çünkü James soluklanma ihtiyacı duymuştu. "Pati yanında" dedi kısa bir şekilde. Lily yavaşça ilerlemesini sağlarken sordu "neden revire gitmiyorsun James". James sesli bir şekilde nefes verdi "ben iyiyim Lilyçiçeğim hadi gidelim" yavaşça ilerlemeye başladılar.

Marlene duyduklarını kafasında tekrar ederken bir anda hızlı bir şekilde revire doğru ilerlemeye başladı. O dedikleri kişi kimdi. Merak tüm hücrelerini sarmıştı. Sessiz olmaya çalışarak revire girdi tek bir bölme hariç bütün hepsi açıktı. İçeride kimse yok gibi duruyordu. Yavaşça perdeyi araladı ve araladığı anda yatakta yatan Remus'u görmesi bir oldu. Gördüğü anda her şey beyninde yerine oturdu. Aylak diye düşündü.. Tabi ya bunu nasıl farkedemem. Marlene kendi aptallığına şaşırdı. Sirius perde açıldığında geleni Madam Pomfrey olduğunu düşünmüştü. Bu yüzden o tarafa bakma gereği bilme duymamıştı ama Madam Pomfrey içeri girmemişti bu yüzden bakışlarını aralık perdeye çevirmiş ve hiç beklemediği bir kişiyi görmüştü. Sirius ne yapacağını düşünürken Marlene yavaşça içeriye girmiş Sirius'u bile farketmemişti. Yavaşça Remus'un yanına dizlerini çöküp oturdu. Gözlerini Remus'un üzerinde gezdirdi. İyi olduğundan emin olmaya çalışıyordu. Sirius sonunda şaşkınlığı attı ve sessiz bir şekilde "burada ne arıyorsun" diye sordu. Marlene gözlerini geldiğinden beri ilk defa Remus'tan ayırdı. "O iyi mi" diye sordu Sirius'un sorusunu görmezden gelerek. Şuanda konuşmak istediği konu kendisinin nasıl öğrendiği değildi. Sirius'un gözleri Remus'a kaydı "iyi" dedi kısaca. Marlene'in ne bildiğini bilmiyordu ve bu onun temkinli davranmasına neden oluyordu. "Peki ya sen" diye sordu Marlene. Sirius Marlene'in sorusuna karşılık olarak omuz silkti "ben iyiyim" diye cevap verdi. Marlene'in bakışları yine Remus'a döndü "Dorcas biliyor mu" diye sordu. Sirius ne cevap vereceğinden emin değildi "neyi" diye sordu. Marlene ise gözlerini devirdi "kurtadam olduğunu Black" dedi. Sirius ellerini saçlarından geçirdi. "Hayır sadece biz ve Lily" dediğinde Marlene güldü. Lily'nin zekasına her zaman hayran olmuştu. Elbette Lily öğrenmişti. Belli bir süre sessizlik oldu. Sirius Marlene'in yerde oturmasından rahatsız oldu. "Sandalye çekip otursana" dedi Sirius. Marlene ise omzunu silkti "ben iyiyim" dedi ve "peter nerede" diye sordu. Sirius "mutfağa gitti yemek için bir şeyler aşıracak. Zaten sonrada ortak salona gidecekti" dedi. Marlene kafasını salladı.

Marlene Sirius'un ısrarları üzerine sandalyeye oturmuş Remus'un başında bekliyordu. Ona ne söyleyeceğini bile bilmiyordu. Sadece uyanıp iyi olduğundan emin olmak istiyordu. Gözleri Sirius'un olduğu tarafa kayınca Sirius'un sandalyede uyuduğunu gördü. Yavaşça perdeyi açtı ve yan yatakta olan yorganı onun üzerine örttü. Sirius tüm gece uyumamıştı ve dinlenmesi gerekiyordu. Marlene uyumasına sevinmişti. Marlene sandalyesine yeniden oturdu. Elleriyle başını yavaşça ovaladı. Lakaplar beyninde dönüp duruyordu. Remus'unki kurtadam olmasıyla bağlantılıydı peki ya diğerlerininki. Perdenin çekilmesiyle Marlene gözlerini oraya çevirdi. "Miss Mckinnon burada ne arıyorsunuz" diye sordu Madam Pomfrey. Marlene "ben sadece arkadaşımın yanında olmak istedim" dedi. Madam Pomfrey gülümsedi "sadece bir refakatçi olmalı" dediğinde Marlene hemen "lütfen ben kalayım Sirius hiç uyuyamadı" dediğinde Madam Pomfrey Sirius'a döndü "ah bu çocuklar beni delirtecek" dedi ve Sirius'u uyandırdı. Sirius ısrar etsede gitmek zorunda kalmıştı. Madam Pomfrey Marlene'ide göndermek istesede Marlene gitmemişti. Marlene sandalyede gözlerini bir saniyeliğine kapatmış ama uykusuzluğu onu ele geçirdiği için uyuya kalmıştı. Remus gözlerini yavaşça açtığında saat onbire geliyordu. Remus artık alışmış olduğu manzaraya baktı ama kafasını çevirdiğinde hiçte alışık olmadığı başka bir görüntü ile karşılaştı. Marlene sandalyede uyuyordu. Remus'un kalbi korku ile atmaya başladı. Neden Marlene burdaydı? Ne biliyordu? Eğer öğrendiyse neden hala buradaydı? Bütün bu sorular aklını kurcalıyordu. Perde açılma sesiyle Remus'un bakışları Marlene'den ayrıldı. "Ah uyanmışsın çok güzel" dedi Madam Pomfrey. Marlene'de gelen sesler ile uyanmıştı. Gözleriyle Remus'un durumuna baktı. Yorgun görünüyordu. "Evet" dedi Remus sakince. Madam Pomfrey Remus'un üzerini çıkardı ve pansumanlardan yaralarına baktı. Marlene ilk defa Remus'un vücudunu görmüştü. Her tarafında eski ve yeni çizikler vardı. Marlene'in nefesi kesildi her ay aynı acıyı çekmek zor olmalıydı. Madam Pomfrey odadan onlara yiyecek bir şeyler getireceğini söyleyerek çıktı. Marlene sandalyesini yatağa daha çok yaklaştırdı. "İyimisin Remmy" diye sordu Marlene. Remus ne diyeceğini kafasında tarttı. "Marls... b-ben b-benimle yani takılmak istemezsen anlarım" dedi. Marlene kaşlarını çattı "sen ne s*kim saçmalıyorsun acaba niye seninle takılmak istemeyeyim" diye sordu. Remus kaşlarını yukarı kaldırdı. "Ben bir canavarım Marls benimle konuşmak istememen sorun olmaz" dediğinde Marlene gözlerini devirdi "evet zaten seninle konuşmak istemediğim için tüm akşam buradaydım." dedi ve "sen bir canavar olamayacak kadar kibar birisin Remus" diye ekledi. Marlene sandalyeden kalktı ve yatağa dikkatlice oturdu. Remus'ta oturur konuma geldi. "Bak Remus ne olduğun umrumda değil ve bence seninde olmamalı. Nasıl oldu yada ne zaman oldu bilemem ama seni uzun zamandır tanıyorum ve bu durumun bizim arkadaşlığımızı bozmayacak" dediğinde Remus utangaç bir şekilde gülümsedi. Marlene kollarını dikkatlice ona sardı ve Remus'ta ona sarıldı. Ayrıldıklarında Marlene Remus'tan her şeyi öğrenmek için sorgulamaya başlamıştı bile.

Dolunay zamanından beri iki hafta geçmiş ve SBD'lere sadece bir hafta kalmıştı. Marlene kendini normalde olduğundan çok daha fazla derslerine vermişti. Kütüphanede ders çalışıyorken yanına birinin oturması ile dikkatini ona verdi. Karşısında olan kişiyi görünce kaşlarını kaldırdı "Selam Mckitten" dedi Fabian Prewet gülümseyerek. Marlene ve Fabian geçen sene yaklaşık iki buçuk ay kadar çıkmışlardı. Ondan öncesindede uzun süren bir arkadaşlıkları vardı. Ancak ayrıldıktan sonra aralarına bir mesafe girmişti. "Merhaba Fabian" dedi Marlene. Fabian oturduğu yerde kıpırdandı. "Fabian ha?" diye sordu elini kalbine koyarak. Marlene kırkırdadı. "Ne demeliydim Prewet'mı?" diye sordu Marlene. Fabian gözlerini kısarak baktı. "Kalbimi kırıyorsun Mckitten" dedi Fabian. Marlene ise şaşkınmış gibi gözlerini kocaman açtı. "Sende ondan varmıydı Fab" dedi gülerek. Fabian dediği şeye alınmadan gülümsedi. "Bak işte ne diyeceğini biliyormuşsun" dediğinde Marlene gözlerini devirdi ve "Neyi" diye sordu. Fabian ise güldü teslim olmuş bir şekilde ellerini kaldırdı. "Peki peki seni zorlamayacağım" dedi. Marlene elini Fabian'ın alnına koydu "ateşinde yok hayret. Nasıl pes ettin" diye sordu. Fabian elini ittirdi ve arka tarafı işaret etti "vakit geldi yoksa asla pes etmezdim bilirsin" diye cevap verdi. Marlene kaşlarını çattı "ne vakti" dedi ve arkasına baktı. Fabian kızı hemen kendine çevirdi. "Bakma yoksa ceza alırız Marls" dedi gülerek ve tam o sırada arka taraftan bir patlama sesi geldi. Fabian kahkaha attığında Marlene'de istemsizce gülümsedi. Arkadan gelen Slytherin'den Gordon Avery'nin sesiyle şakanın kurbanıda belli olmuş oldu. "Ne yaptı?" diye sordu Marlene gülerek. Fabian ise işaret parmağını dudaklarına getirip "bu bir sır Mckitten" dedi ayağa kalktı "bu akşam yemekten sonra ortak salonda seni bekliyorum. Şimdi olay yerinden kaçmalıyım" diyerek karşıda onu bekleyen ikizinin yanına gitti. Marlene gülümsedi ve dersine geri döndü. Onları kızgın bakışlarla izleyen Sirius'u farketmedi. Sirius ise bu sinirin nerden geldiğini hiç anlamadığı için daha fazla sinirleniyordu. Peter'ın sesiyle bakışlarını Marlene'den çeken Sirius Peter'ın çoktan hazır bir şekilde ayakta beklediğini farketti. Hızla eşyalarını topladı ve Peter ile birlikte kütüphaneden çıkıp James ve Remus'un yanına doğru gitmeye başladılar.

Marlene akşam yemeğinin başından beri bakışları ile onu öldürmeye niyetli olduğuna emin olduğu Sirius'a baktı ve "ne var Sirius" diye sordu. Sirius omuz silkti "bir şey yok Marls" dedi. Marlene kaşlarını kaldırdı "bakışların çok farklı bir şey söylüyorda ondan" dedi. Sirius omuz silkti. Peter ise Marlene'e "Fabian ve Gideon yaptı değil mi o tezek bombasını" diye sordu. Marlene kıkırdadı masanın ilerisinde oturan kızıl saçlı ikizlere bakıp "üzgünüm bu bir sır" dedi. Sirius yemeğine odaklanmış elindeki çatalı sıkıyordu. James kaşlarını çatarak Marlene'e baktı elindeki kaşığı tehtidkar bir şekilde salladı ve "Marls sen onların değil benim çocukluk arkadaşımsın tarafını değiştirmeye kalkarsan seni mahvederim" dedi ve gruptaki Sirius hariç herkesin gülmesine sebep oldu. "Merak etme Jamie seni satacağıma organlarımı satarım" diye cevap verdi. Peter ise "Fabian ile yeniden birliktemisiniz" diye sorduğunda Marlene'in yüzü asıldı. Soğuk ve kısa şekilde "hayır" dedi. Peter yaptığı hatayı çok geç farketmişti. Kafasını yemeğinin içine gömüp yok olabilmeyi istedi. Mary konuyu değiştirebilmek adına "SBD'ler yaklaştı ne düşünüyorsunuz" diye sordu. Hemen konuya atılıp soğuk havanın dağılmasını isteyen ilk kişi Lily oldu. Marlene gözlerin ondan çekilmesine sevinmişti. Zaten ilişkileri sevmeyen birisiyken şimdi adıyla bir araya gelmesini bile istemiyordu.

Marlene akşam yemeği sonrası odasına çıkmış oradanda ortak salona inmişti. İkizler koltukta oturmuş bir şeyler fısıldaşıyorlardı. Marlene koltuğun önüne geldiğinde ikizler ona gülümseyerek baktı. "Hey Marley" dedi Gideon gülerek. "Selam Gideon" diye karşılık verdi Marlene. Fabian boğazını temizlediğinde Gideon ayaklandı ve "o zaman siz konuşun bende tılsım çalışmaya gideyim" dedi ve yanlarından ayrıldı. Marlene Fabian'ın yanına oturdu. "Evet Fabian tüm sene neredeyse hiç konuşmadık neden şimdi buradayız" diye sordu. Fabian düşünür gibi durdu "sanırım bu soruyu pas geçeceğim" dediğinde Marlene güldü eliyle Fabian'ı ittirdi ve "Geçemezsin" dedi. Fabian ise "seninle tüm sene konuşmadığım için pişman oldum. Sadece çok yoğun bir sene geçiriyorduk ve değer verdiğim birine zaman ayıramamak kötü bir şey" dediğinde Marlene gerildiğini hissetti ama bu durum fazla uzun sürmedi "sakın beni yanlış anlama ben yani biz uzun süredir arkadaşız ama geçtiğimiz senden beri sanki hiç değilmişiz gibi ve bu durum benim hatam" dediğinde Marlene gülümsedi kafasını iki yana salladı. "Hayır Fabian kimsenin hatası değil." dedi. Fabian gülümsedi "peki sağol Mckitten." dedi elleriyle kızıl saçlarını karıştırdı "O zaman nasılsın bakalım kapamamız gereken bir açık var sonuçta" dedi. Ortak salon fazlasıyla kalabalıklaşmaya başlamıştı ve Marlene bu durumda nasıl arayı kapatacaklarını bilmiyordu. Fabian'a yaklaştı sessiz bir şekildr "Yani şu ortamda ağzımı açsam söylediğim şey tüm okulu dolaşacakmış gibi" dediğinde Fabian kahkaha attı. "Bu kadar önemli biriyim diyorsun yani Mckitten" dedi. Marlene gözlerini devirdi. Fabian teslim olmuş bir biçimde ellerini kaldırdı "tamam tamam sadece basit bir espiriydi." dedi ve ayağa kalktı elini Marlene'e uzattı "hadi gidelim Mckitten zaten bu FYBS'lerden gına gelmişti" dediğinde Marlene gülerek Fabian'ın elini tuttu ve ayağa kalktı "bana tahminen ne zaman Mckitten demekten vazgeçeceksiniz acaba" dedi. Fabian güldü "hadi ama cevabın asla olduğunu biliyorsun" diye cevap verdi. Birlikte ortak salonu terk ettiler.

Birlikte Quidditch sahasının oraya gelmişlerdi. Marlene bilekliği ile oynamaya başlamıştı. Fabian Marlene'e baktığında ilk defa onu bu kadar sakin gördüğünü farketti. "Marlene" dedi yavaşça. Marlene bakışlarını bilekliklerden Fabian'a çevirdi. "Üzgünüm yanında olamadım." Marlene başını aşağıya eğdi "sorun değil" diyerek mırıldandı. Fabian kafasını iki yana salladı "sorun. bu bir sorun Marlene yemin ederim gelmek istedim ama korktum. Senden vereceğin tepkiden. Ama seninle Quidditch maçları yada antremanları dışında neredeyse hiç konuşmuyorduk. Sanki o arkadaşlık bağımız kopmuştu." dediğinde Marlene ona baktı "hayır kopmadı". Fabian Marlene bakarak "iyimisin diye sormak istiyorum ama olmadığını biliyorum" dedi. Marlene bilekliğe baktı. "Eskisine göre daha iyiyim sanırım" dedi. Fabian gülümsedi "sevindim". Belli bir süre sessizliğin ardından Marlene "okul bittikten sonra ne yapacaksın" diye sordu. Fabian güldü "karşında geleceğin en harika seherbazlarından biri duruyor" dediğinde Marlene'de istemsizce gülümsedi. Aklına gelen şey ile Fabian'a baktı ve "bende Seherbazlık için başvuracağım" dedi. Fabian bu cümle ile kaşlarını çattı. Sadece dokuz ayda ne kadar değiştiğine baktı. "Hayır" dediğinde Marlene güldü ama neşeden yoksundu "yoksa senden daha iyi bir seherbaz olmamdan mı korkuyorsun" dedi. Fabian güldü ve "ona ne şüphe" dedi. Marlene elleriyle oynarken ona yapmak istediği şeyden bahsetmek istedi. Almak istediği intikamdan. Fabian'ın dinleyeceğini biliyordu. Çocukluklarından beri arkadaşlardı ve yaşadıkları kötü sonuçlanan ilişkiden sonra bile ona güvenebileceğini biliyordu. "Ben abimin ve Riley'nin intikamını almak istiyorum" söylediği şey geceyi bir bıçak gibi kesti. "Biliyorum" Fabian kızın yüzüne dikkatlice baktı. Marlene gözünden düşen bir damla yaşı eliyle sildi. "En azından intikamlarını almalıyım. Sonuçta tüm bunlar benim" Fabian sözünü bitirmesine izin vermedi hızlıca kızı kendine çekti ve sarıldı. Marlene ellerini aşağıda serbest bir şekilde tutuyordu. Fabian Marlene'in kulağına doğru "sakın sakın kendini suçlama bu kendine yaptığın bir haksızlık olur. Abin seni böyle görmek istemezdi ve Riley'ninde -her ne kadar tanımasamda- istemeyeceğini tahmin edebiliyorum" Marlene kollarını Fabian'a sardı ve belli bir süre boyunca öyle kaldılar. Ayrıldıklarında Marlene son zamanlarda sarılmalara ne kadar ihtiyaç duyduğunu farketti. "Sana yardımcı olacağım" dedi Fabian. Marlene kaşlarını yukarı kaldırdı. "Anlamadım." Fabian güldü ve Marlene'in elini tuttu. "Senin intikamını almana" Marlene gülümsediğinde Fabian onun elini sıktı "ama bir şartım var" Marlene'in kaşları yeniden çatılmıştı. "Ne" diye sordu çekinerek. "Asla hayallerinden vazgeçmeyeceksin" dedi Fabian. Marlene kafasını geriye doğru attı "hayalim bir seherbaz olmak" . Fabian başını iki yana salladı "beni kandıramazsın Mckitten" dedi ve "ben öğrenebileceğim ve yapabileceğim her şeye bakacağım ve sende seherbazlık olayını gözden geçireceksin. Çünkü senin hayalini biliyorum." diye ekledi. Marlene gülümsedi "sağol Fabie" dedi. Fabian gözlerini devirdi. "Yine mi Fabie" diye sordu. Marlene ise gülerek "asla unutmam" dedi.

Yasak saatini geçirdikleri için saklana saklana ortak salona gidiyorlardı ama Filch arkalarından sesleniyordu. Fabian onların sesini duyan Filch'e tezek bombası fırlatmış ve izlerini kaybetmesini sağlamıştı. Fabian ve Marlene kahkahalarla birlikte ortak salona girdiklerinde Marlene kahkahaların arasında "yanında tezek bombasımı taşıyorsun" diye sormuştu. Fabian ise gülerek öne doğru eğildi ve var olmayan bir şapka ile şovmen selamı verdi. "Ne zaman ihtiyacımız olacağını bilemeyiz değil mi" diye sorduğunda Marlene gülümsedi. Fabian onu kolunun altına aldı ve saçlarını karıştırdı. Tam bir şey söyleyecekken gelen sesle bakışlarını sesin geldiği yöne döndürdüler. Marlene karşısında James ve Sirius'u görmeyi beklemiyordu. "Selam Fabian" dedi Sirius yüzünde soğuk bir gülümseme ile Fabian boşta olan elini yavaşça salladı "selam arkadaşlar bende tam gidiyordum" dedi Marlene'in başından öptü "yarın görüşürüz Mckitten" dedi ve koltuktaki James ile Sirius'a bakarak "sizede iyi geceler beyler"diyerek merdivenlerden yukarı çıktı. Marlene ise merakla ona bakan iki arkadaşının arasına oturdu. "Nasıl gidiyor"diye sordu. Sirius ellerini başının arkasına yerleştirerek "Hufflepuff'dan Dennise Bones'u biliyorsundur onunla güzel bir akşam geçirdim diyelim" dediğinde Marlene gözlerini devirdi. Demek ki akşam yemeğindeki huysuzluğunu gidermesi için Denisse'e ihtiyacı varmış diye düşündü Marlene. Bu durum garip bir şekilde rahatsız etmişti. James ise Marlene'e dönüp "senin akşamın nasıldı" diye sordu. Marlene gülümsedi "gayet iyiydi" diye cevap verdiğinde bu sefer James gülümsedi ve "neredeydiniz" diye sordu. Marlene gözlerini devirdi "sanki haritada görmedin" diye cevap verdi. Remus'un sırrını öğrendikten sonra çapulcuların diğer tüm sırlarınıda öğrenmişti ve haritayı hala harika bir icat olarak görüyordu. James ise yavşça yumrukla kızın omzuna vurdu "harita bende değildi" diye cevap verdiğinde gülümsedi. "Peki Quidditch sahasındaydık" diye cevap verdi. Marlene sessiz kalan Sirius'a baktı ve "hey Siri neden hiç sesin çıkmıyor" dedi. Sirius omuz silkti "üzgünüm ilgi alanım değil" dediğinde Marlene içten içe üzüldüğünü hissetti. Demekki benimle ilgili konular ilgi alanı değil diye düşündü içinden daha sonra ise kendini silkeledi ben ne saçmalıyorum diye düşünürken ayağa kalktı. "Size iyi geceler beyler ama bu kızın uykuya ihtiyacı var" dedi kendini göstererek. James ve Sirius aynı anda "iyi geceler" diye cevap verdiler. Marlene merdivenlerden yavşça yukarı çıkmaya başladı.

Forward
Sign in to leave a review.