Herkese selam, bunu bitirmeye yaklaştım sanırım sonraki bölüm bitecek ve diğeri başlayacak. Ama bu diğerinden 1 bölüm daha az olacak ve ayrı ayrı yayınlanacak. Yakında 15. Bölüme geçmek istiyorum ve bu biraz sıkıyor. Her neyse, yazar iştahımı kaybetmek istemiyorum yani hevesimi... LoL. Her neyse, bu son 2 gün yani bugünü ne olur bilmiyorum ama son günleri için iyi planım var yani 15. Klipte. Her neyse, başlıyorum iyi okumalar.
Sahne herkesi masada kahvaltı ederken gösterir.
Hepsinin yüzünde bir gerginlik vardı. Yakında buradan ayrılacaklardı ve adaya döneceklerdi. Sadie burayı özleyecekti. Gwen Eva kafalarını dinlendirdikleri için mutluydular ama Gwen'in aksine Eva geri dönmeye o kadar da kötü bakmıyordu. Aksine biraz daha heyecanlıydı. Trent ve DJ nötrdü. Sadie buna daha çok üzgün görünüyordu.
DJ: Sadie, iyi misin?
Sadie: Şeyy... burayı özlicem falan... nedenini bilmiyorum ama adaya geri dönmek istemiyorum... Buraya çok alıştım.
Gwen: Evet ama adaya da alıştık.
Sadie: Ama aynı şey değil. Tıpkı okul zamanım gibi. Tatil olduğunda okulu özlüyorum ama açıldığında okulu hiç özlemediğimi fark ediyorum. Bu da bunun gibi bir şey.
DJ: Belki bu Katie'den dolayıdır? Yani okul bittiğinde Katie ile iletişimi kopardığını düşünüyorsun ama yapmıyorsun. Tıpkı burası gibi. Adayla ilişkiyi kopardığını düşünüyorsun ama aslında yapmıyorsun.
Sadie: Şeyy... sanırım haklısın DJ. Teşekkürler.
DJ: Rica ederim.
Sonrasında hepsi sohbet etmeye başladılar. Yarım saat sonra hepsi spa salonuna gittiler. Trent bazı antibiyotikler aldı. Gwen de eksik vitaminlerini aldı.
Sonrasında Gwen alışverişe çıktı. Saç boyası aldı. Eğer adaya dönecekse saçlarını boyaması şarttı. Belki Chris bunu karşılardı ama onu tanıyorsa bunu yapmayacağını adı kadar biliyordu.
Sadie kütüphane bölümüne gitti. Birkaç kitap okudu. Sonrasında DJ de geldi. İkisi beraber kitap okudular.
Trent odasında müzik çalıştı. Gitarıyla kendi kendine takıldı. Eva spor yaparken müzik dinledi. Gwen ise biraz atıştırdı. Günler aynıydı. Pek değişen bir şey yoktu. Hepsi keyifliydi ama bir noktada adayı özlüyorlardı.
Hepsi akşam yemeği yedikten sonra biraz dışarıda gezindiler. Geceleri genelde içeride takılıyorlardı bu sefer dışarıda olmaları iyi gelmişti.
Trent: Biliyor musunuz bilmiyorum ama geceleri dışarı çıkmayı seviyorum.
Eva: Şey, aslında dışarıda olmak keyifli. Genelde MP3 çalarımı alıp ranzamda yatıyorum.
Eva omuz silkti.
Sadie: Biz daha çok Duncan ile zaman geçirirdik. O yetenek yarışması sırasında birlikte dışarıdaydık. Yıldızlara bakıyorduk. İkimiz yıldızları yeniden yazmak hakkında konuşuyorduk ama ikimizde biliyorduk ki ikimizde birbirimizin olmak istiyorduk.
DJ: Awww, bu çok tatlı.
Gwen: Evet, yıldızların olduğu geceler bana her zaman çizecek resim ilhamı getirir.
Trent: Yemek yarışmasını kazandığımız zamanı hatırlıyor musun Gwen?
Gwen: Evet, o gecesi dışarıda çok eğlenmiştik. Birlikte biraz vakit geçirmiştik falan...
Trent: Leshawna sizlere fal bakmıştı.
Sadie: Fal mı?
Eva: O da ne?
Gwen: Türkler kahve içtikten sonra kahvelerini kapayıp fal bakarlar.
Eva: Türkiye hindi demek değil mi?
Gwen: Hayır, Türkiye bir ülke, diğeri ise bir hayvan adı.
Sadie: Ohhh, anladım! Türkiye çok havalı bir yere benziyor.
Gwen: Evet, sanırım öyle.
Gwen diğerlerine Türkiye hakkında Leshawna'dan duyduklarını anlattı. DJ Eva ve Sadie orayı sevmişe benziyorlardı. Sonrasında başka sohbetler oldu ve sohbetlerin keyifliliği sayesinde 2 saat geçmişti.
Sonrasında hepsi tatil köyüne geri döndüler. Hepsi cips ve kola aldı. Sonrasında cipslerini yiyip kolalarını içtiler. Sonrasında yattılar.
Ekran DJ'i uyurken gösterir ve sonrasında ekran kapanır.
Note: Biliyorum, sıkıcıydı ama yapabileceğim bir şey yoktu. Sözümden çıkamazdım... Her neyse, son bölümün yani oradaki son geceyi daha iyi yazacağıma inanıyorum. En sonuncusu daha kısa olacak. Belki bölüme dahil ederim ama düşük ihtimal. Ayrıca ülkemden bir kez daha bahsettim :)) #TürkOlmaklaGururDuy :)) diğer bölümde görüşürüz ve bunu sıkılmadan okuyan bütün okuyuculara teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Sizleri seviyorum 33
Note 2: Ao3'te birisi beni engellemişe benziyor. Sierra ile ilgili bir fic okudum. Fici çok beğendim ve fici favorilere ekleyecekken yazarın ya da... nasıl desem, basitçe yorum yapamadığım ve beğenmeme izin verilmeyen bir şeydi. Engeldi. Hiç anlamadım, yazara ya da başka birisine hiçbir şey yapmadım. Yaptıysam da çok özür diliyorum... Sanırım? Her neyse, bi anlık korkuyla çığlık atacaktım, acaba hesabıma bir şey mi oldu diye, sonrasında başka bir hikayeye baktım ve rahatladım. Orada yorum falan yapabiliyordum. Bu beni çok korkuttu... Her neyse, az önce yaşadığım olayı anlatarak fice biraz kelime kazandırdım loll. Her neyse, diğer bölümü cumartesi yazıcam. Umarım iyi olur. Bana şans dile.