catching fire

Glee
F/F
G
catching fire
Summary
You little freak..
All Chapters

Chapter 9

Blaine kafasını arkaya atmış tavana diktiği bakışlarını yere indirirken gözlerini sigarayı içine çektiğinde çıkan elmacık kemikleriyle olduğu gibi ayaklarını sephaya uzatmış genç adama kaydırır. Mistik müzik kulaklarına dolarken haftalardır ne kadar mutlu olduğunu düşünür, iç sesinin baskılarıyla karşı karşıya kalmamış ve yaşadıkları ilişkinin gizliliğini umursamadan onunla geçirdiği her anın zevkine varmaya çalışmıştır çünkü onun bu halini görmek...

Gerçek olanı görmek ruhunu ısıtmaya devam ediyordur, sırf onu izleyebilmek için içkisini paylaşıyormuş gibi yaptığı anları düşünerek gülümser, motoruyla gezintiye çıktıklarında vücudunu hissetmenin verdiği huzur.. Birasını yudumlarken içini çekerek ellerindeki içkinin kapağıyla oynamaya başlar, kesinlikle gözlerini ona dikmenin en kolay yolu onun dikkatini resim çizmeye verdiği anlardır ve blaine bir süre sonra bağımlılık haline gelmiş izleme isteğini her hissettiğinde onun çizim yapması için dua etmeyi başlamıştır, tabii Kurt önüne model olarak kendisini oturttuğunda dikizlenen kişi yine kendisi olmuştur... Derin bir nefes alarak dinledikleri her müziğin dikkatle yerleştirildiği çekmecelere bakar, bir ay önce yaşadıkları oda macerasından sonra kendisinin yaptığı ısrarlar üzerine alacakaranlık serisini bir kez daha birlikte izlemişlerdir ve Kurt'ün başlardaki yargılayıcı bakışları filmin ortalarına doğru sonu gelmeyen yorumlara dönüştüğünde kahkahasını bastıramamıştır, tanrı aşkına yaşadıkları kasaba haftada bir kez güneş alıyor olsa bile edward cullen'ın devamsızlıktan atılacağını hesaplayan bir sevgili hayal etmiyordur tabii ki!

Nefesini derince içine çekerken sevgili diye geçirir.. Sevgili... Geçen bir ay hayal ettiğinden çok daha güzeldir, saklanmak zorunda olsalar da bu dükkana, balkonundan içeriye yayılan ayak seslerine, ona o kadar alışmıştır ki sevgilisinin gerçek yüzünü görebilmek her seferinde kalp atışlarının hızlanmasına neden oluyordur, gözlerini kirpiklerinin altından yarım bakışlarla sigarasına dikmiş adama döndürür, hafifçe yerinde doğrularak emekler adımlarla yanına geldiğinde deminden beri izlediği elmacık kemiklerinde ellerini gezdirir, o kadar temiz bir yüze sahiptir ki genç adamın kötü olmaya kendini inandırması için kesinlikle yüzünü kesip atması gerekiyordur, bunun yerine onu gölgeleyen piercing'lere bakar ve yavaşça mırıldanır "şu kaşına geçirdiğin kancayı gerçekten sevmiyorum Hummel" gözlerini kısar "üzerinde yabancı duruyor."

 

Kurt Onun kendisini seyrettiğini biliyordur ama okadar düşünceli görünüyordurki uzun bir süre teki vermeden onun yaklaşmasını bekler. Zaten çok geçmeden beklediğide olmuştur. Sigarasından derin bir nefes daha alarak dudaklarındaki belli belirsiz gülümsemeyle nefesini tavana doğru verir. Blaine'in neredeyse her öpüştüklerinde gözlerini kaşındaki piercinge taktığının farkındadır ve bunu dile getirmesi için bu kadar zaman geçmesine şaşırmıştır. Aslında epey bir süredir bunu söylemesini bekliyordur yavaşça ellerini onun saçlarında dolaştırarak hain bir gülümsemeyle konuşur " ben aksine hoşuna gittiğini düşünmüştüm bebeğim her öpüşmemizde benden çok ona baktığını hesaba katarsak" cevap gecikmemiş ve blaine'in burnunu koparırcasına sıkmasıyla kendine gelmiştir. Canı yansada gülmesini bastıramamıştır. Ona biraz daha sokulur ve acılı bir sesle konuşur " ahh bu gerçekten acıdı bebeğim hem sinirlenme şaka yaptığımı biliyorsun.. Ayrıca ben piercinglerimi seviyorum" dedikten sonra ona muzip bir bakış atar " üstelik dilimdekinin hoşuna gittiğine dair kanıtta sunabilirim" kurt daha cümlesini tamamlayamadan blaine ikinci kez burnunu yakalamıştır..

Blaine onun burnunu sıkarken çocuksu bir edayla gülümser ve kalçasını bir bacağına hafifçe dayayarak onun yüzüne daha da yaklaşır, burnunu sıktığı elini gevşeterek parıldayan gözlerle ona bakar "tamam, belki dilindekini seviyor olabilirim" düşünür gibi bir ses tonuyla "O metal parçası serinletiyor" kendini onaylarcasına başını sallarken duyduğu gülümsemeyle tekrar ona döner "kaşındaki için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama, hem kaşına kanca geçirmenin nesi çekici geliyor," ellerini dizlerinde birleştirir ve bekler pozisyona geçer "açıklasana bana sevgilim?"

Kurt ukalaca düşünür gibi bir surat ifadesi yaparak konuşmaya devam eder "hmm bi düşünelim metal gözlerimin rengini güzel gösteriyor.. Sonraa sert çocuk imajım
Çok seksi ve hmm sanırım dövmelerimle uyumlu oluyor" sonra küçük bi kahkaha atar ve dudaklarına yaklaşarak fısıldar " ayrıca bana daha dikkatli bakmanı sağlıyor bebeğim"

Blaine onun dudaklarına daha da yaklaşır ve aralarında bir milim kadar mesafe kaldığında söylediklerine tebessüm ederek ellerini tişörtünün yakasında gezdirir "hmm aslında o şey sana bakmaya dalmışken dikkatimi dağıtıyor" dudakları neredeyse birbirine sürtecekken mırıldanır "eh gözlerin de 2 kilometre öteden fark ediliyor zaten, sert çocuk imajını da ben umursamıyorum, dövmelerin de..." duraksayarak gülümser ve ellerini boynuna ulaşan bir dövmenin üzerinde gezdirir "yeterince dikkat çekici, nedenlerin bittiyse.." onu ikna etmek için açıkça çekicilik kartını oynuyordur ve başını hafifçe yana eğerek dudaklarını ona sürtüp yavaşça geri çeker "çıkartacak mısın şunu?"

Kurt onun ne yapmaya çalıştığını bilmesine rağmen yinede gerçekten etkilendiğini kabul eder. Tamda ikna olacakken aklına gelen bir fikirle gözleri parlar ama bulundukları konumuda es geçmek istemeyerek hafif bir gülümsemeyle dudaklarını yakalar. Yavaş ve nazik hareketlerle dudaklarını emer ve onun teslim olduğunu hissettiği an düşündüğünü söylemek için en uygun an olduğunun farkına vararak dudaklarına fısıldar " sana dövme yapmama izin verirsen piercing dahil istediğin herşeyi çıkaracağıma söz veriyorum" der ve tekrar dudaklarına kapanır.

Blaine dudaklarında hissettiği yumuşak dokunuşlarla omuzları düştüğünde duyduklarıyla duraksar ve öpüşüne karşılık veremez, kendine geldiğinde dudaklarını hafifçe kavrayarak bırakır ve cilveli bir ses tonuyla mırıldanır "hmm, ne yapmalıyım ki şimdi acaba" elleri yakasında gezinmeye devam ederken kirpiklerinin altından piercing'ine bakmayı sürdürür ve dudaklarını kemirerek parıldayan gözlerle ona döner "derimi deşmeye hazır olduğuma emin değilim.." onun gözlerini devirip nefesini verişini izlerken gülümser ve burnuna minik bir öpücük kondurur "o yüzden çok acıtma."

Kurt onun kabul etmeyeceğini düşünerek yaptığı teklifin kabul edilmesiyle birkaç saniye dona kalır ama sonra hızla kendini toparlar. Yüzüne yayılan istemsiz gülümsemeyle dudaklarını birkez daha öper ve elini çenesine götürerek dudaklarına karşı konuşur " söz veriyorum harika kasık çizgine çok nazik davranacağım ve acıtmayacağım bebeğim" onun onaylar bakışlarını gördüğünde yavaşça ayağa kalkar ve ona elini uzatır. Vazgeçmesinden korktuğu için göz temasını kesmeden kapıya yönelir ve kilitleyerek arka tarafa dövme koltuğuna doğru geçerler.

Blaine kararını vermişken vücudunun uyuştuğunu hissedebiliyordur ve derin bir nefes vererek onun önüne geçer, yürürken pantolonunu açtığında kendinden beklenmeyecek bir ustalıkla pantolonunu sıyırır ve sakarlığının bugün kendisini ziyarete gelmediğini düşünerek gülümser, tişörtünü de hafifçe sıyırdığı sırada koltuğa bakarak sırıtır ve arkasında duran genç adama döner "Bayan kalça gibi kucağına oturmak zorunda mıyım?"

Kurt, o koltuğa yöneldiği sırada buz dolabına varmıştır ve iki bira alarak el çabukluğuyla açmış ve yanlarındaki sehpaya bırakmıştır. Sorduğu soruyla yüzüne muzip bir sırıtma yerleşmesine izin verir ve koltuğa oturarak ona dövme koltuğunu işaret eder " hayır..yani tam olarak kucağıma oturmayacaksın ama sanırım bu kucağa oturmak sayılır" diyerek onun bacaklarını aralar ve arasına girerek onun bacaklarını beline dolar. Koltuğa bitişik alçak bir sandalyede oturmasına rağmen vücutları birbirine değiyordur ve bunu onun yatan vücuduna rahat eğilebilmek için yapmıştır. Onun şaşkın bakışlarını izlerken ellerini dezenfekte eder ve tişörtünü göğsüne kadar sıyırarak o çizgiye hafif bir öpcük bırakır ve dudaklarını ayırmadan onu neredeyse çıplak bırakacak kadar boxerını sıyırır.

Blaine "Peki.. Tamam, başlıyoruz " diye mırıldanarak kendisini hazırlamaya çalışır ve bulundukları pozisyon vücuduna sinyaller göndermeye başlamışken kendini rahatlatır, bacaklarının arasında hafifçe hareket eden vücudun gece lambasını açmasıyla loş ışık etrafı mistik bir şekilde sarar, gözlerini bir kereliğine sımsıkı yumarken duyduğu sesle kirpiklerinin altından ona bakar, tanrım karşısında tabanca hazırlayan bir Kurt Hummel gördüğünde bugünün çok uzadığına bedeni de aklı da aynı anda karar vermiştir, yutkunarak konuşur "eh, daha iyisini düşünemezdim. Şuna baksana gerçekten hiç kucağında değilim" dudaklarını büzerek vücudunu gerdiğinde onun yaptıklarını inceler ve söylenir "Bayan kalçanın inlediği kadar var mı bari" gözlerini kısar.

Kurt onun gerginliğine gülmeden edemez ve yavaşça eğilerek kasık çizgisine bir öpücük daha kondurarak tabancasını çalıştırır "rahatla bebeğim güven bana acımayacak" der ve tenini alkolle silerken yavaşça okşar " ayrıca onu kucağıma oturtmamın sebebi rahat durmasını sağlamak içindi ama senin için sınırsız hareket özgürlüğü sağlıyorum"

Blaine gözlerini kısar "acıyla kıvranışımı görmek kesinlikle hoşuna gidiyor" başını geriye atarak rahatlamaya çalışır ama tabancanın çalışma sesini duyduğunda yutkunuşunu engelleyemez ve gözlerini döndürerek ona bakar "ee şey.. peki her ihtimale karşı morfin var mı?" onun kahkahasıyla oflar ve yerinde rahatlamaya çalışarak bacaklarını beline biraz daha sarar "eğer bu iş bittikten sonra o piercing'i çıkartmazsan bende sana dövme yaparım" kalkan kaşlara tehtidkar bir bakış atar "tabi nasıl yapıldığını bilmediğim için o şey pek dövme olmaz" elinde tabanca olanın o olduğunu fark ettiğinde çenesini kapatmaya karar verir ve onun bu konuda neden ısrar ettiğini düşünmemeye çalışır ve karşısındaki adamın kendi yakarışlarına ramen işine verdiği dikkati izlemeye başlar, ışık hafifçe yüzünün bir yarısına çarparken kurt nefis görünüyordur.

Kurt içinden geçenlerle hafifçe gülümser ve onun kapalı gözlerine kaçamak bir bakış atıp işini yapmaya döner. Yine de sessiz kalamaz ve mırıltı gibi bir sesle fısıldar " bana dövme yapmana gerek kalmayacak söz veriyorum" güler ve başını iki yana sallayarak devam eder. Onun yavaşça kasılmalarını farkediyordur ve canını acıtmamak için elinden geleni yapar. İlk harfi bitirdiğinde soğuk birasından büyük bir yudum alır o sırada nazikçe parmağıyla küçük kan zerreciklerini ovarak siler ve buz gibi dudaklarını üzerinde gezdirerek onu rahatlatır. Küçük öpücüğünden sonra gevşeyen bacaklarından biraz rahatladığını farkedip gülümser ve bir sonraki harfe başlar.

Blaine hissettiği dudaklarla gözlerini hafifçe aralar ve acıyla kıvranmasına rağmen dudaklarında oluşan sırıtışı engelleyemez, başını yavaşça kendi kasıklarına indirirken yapılı K harfi ve U yu çizişine bakarak gözlerinin hızla açılmasına izin verir, iç sesi yine saçmalamaya başlamıştır işte 'kullanmak? hayır çok öküzce olurdu, kutlamak? hadi ama neyi kutluyoruz, kasıklarını mı? Kulvar! Ah tabii ki yüzücü vücudun olduğu için sana kulvar yazıyor, bir saniye.. neden kasık çizgine kulvar yazıyor?' "Kurttt "sesinin şokla biraz yüksek çıktığını fark ederek gözlerini kırpışıtır "Kurt mü yazıyorsun sen?"

Kurt onun şokla açılan gözlerini gördüğü zaman kahkahasını bastıramaz ama aynı anda elindeki tabancayı kapatıp sehpaya koyar ve ve ellerini karnında gezdirirken konuşmaya başlar " sakin ol bebeğim.. Ama evet kurt yazıyorum" sonra onun irileşen gözlerine baktığında bunun sinirden çok şaşkınlık olduğunu farkeder ve hafifçe gülümseyip kasıklarına küçük birkaç öpücük kondurur. " vücudunda benden bir parça olmasını istiyorum dediğimi hatırlıyorum bebeğim" der ve onun elini tutarak konuşmaya devam eder " eğer bir gün bundan memnun olmazsan ne olursa olsun sileceğim söz veriyorum, sadece.. Ben bunu çok istedim"

Blaine onun söylediklerini dinlerken dudakları hafifçe aralanır ve ne konumda olduğunu umursamadan doğrularak dudaklarına kapanır, hissettiği his dalgası o kadar yoğundur ki kendini tutamayarak saçlarını kavrar ve kokusunu içine çeker, hafifçe geri çekildiğinde burnunu burnuna sürterek mırıldanır "farklısın sen" der aşkla bakan gözlerle ve vücudunda ondan bir parça isteme fikri içini öylesine ısıtır ki sürekli çevresinde kendisine parasıyla değer biçen insanlar olduğunu düşünmeden edemez, şu ana kadar hayatına giren kim varsa en pahalı olanı almak için yarışa girmiştir ama o... sadece ona ait bir parça.. kendi kendine gülümser "Eh, en azından kasık çizgime bir piercing yapmaya karar vermemişsin"

Kurt ona aşkla bakan gözlere aynı aşkla karşılık verir ve ona son bir öpücük vererek işini yapmaya devam eder. Bir kaç dakika aralıklarla yaptığı yerlerin üzerinden dili ve dudaklarıyla geçerek acısını hafifletmeye çalışır bir yandanda elini nazikçe üzerinde gezdirerek onu okşuyordur. Bu şekilde onun gerginliğini azaltacağını düşünüyordur. Son harfe geldiğinde boxerini neredeyse erkekliğini açığa çıkaracak kadar sıyırmıştır ve aynı şekilde dudaklarını gezdirdiğinde yüzünü yavaşca erkekliğine sürter. Onun ağzından kaçan mırıltıları duyduğunda bunun acıdan olmadığına emindir. Ve son harfide bitirdiğinde bir eliyle hafifçe silerken diğer eliylede nazikçe bacaklarının arasını okşamış ve dudaklarını son kez üzerinde gezdirirken nefesini erkekliğine doğru bırakmıştır. Bu defa ağzından kaçan inlemesi kulaklarına ulaştığında dudaklarını erkekliğinin üzerinde hafifçe gezdirmiştir.. Blaine'in bacaklarının kasıkdığını hissettiğinde bunun acıdan olmadığını biliyordur. Gülümseyerek yaptığı dövmeye son kez bakar " acımıyor değilmi bebeğim" diyerek tüm dövmesini birkez daha yalar ve bu defa dilini erkekliğinin üzerine geldiği zaman çekmez çamaşırını biraz daha sıyırır ve onun kıvranışlarını hissederek gülümser.

Blaine erkekliğinin üzerinde hissettiği dudaklarla titremesesine engel olamaz, dudakları yerini diline bıraktığı zaman daha fazla dayanamayarak kendini koltukta kaydırır ve yavaş hareketlerle kucağına tırmanır, kasıklarındaki acı yaşadığı arzuyla hissedilemeyecek hale gelmiştir ve kasıklarına kendini hızla bırakırken ellerini saçında gezdirir, burnuna dolan nane kokusuyla tekrar gözlerini kapatır ve boynuna dudaklarını sürterken kokusunu içine çeker "aslında canımı acıtan sen olduğuna göre unutturanın da sen olmasını umuyordum" kirpiklerinin neredeyse tenine değiyor olmasını umursamadan sürtündüğü boynundan kulağına doğru diliyle bir yol çizer, kulak memesini dudakları arasına alırken kendini yeterince anlatamadığını düşünerek kasıklarının üzerinde kalçalarını hareket ettirir.

Blaine'nin onu çıldırtmak için yaptığı girişimlerin başarıya ulaşmasıyla kurt'un dudaklarına kocaman bir gülümseme yayılır ve blaine kucağında yerini aldığında elleriyle sıkıca onun kalçalarını kavrar ve kulağındaki ıslak dokunuşları hissettiğinde hızla döner ve dudaklarını yakalar. onu sertçe aşkla öpmeye başlar. önce yavaş yavaş dudaklarını emer sonra dudaklarını yavaşça boynuna indirir ve her santimine küçük öpücükler kondurur. yavaşça kulağına ulaştığında kulak memesini hafifçe emer ve ısırırken kulaklarına fısıldar " acını unutturmak için ne istersen yapacağım"

Blaine onun söylediklerine yarım kalan bir inlemeyle gülümserken kendini ona daha da bastırarak mırıldanır "her şeyi mi, hmm 1 ay boyunca ısrarla seksten uzak duran biri için büyük sözler bunlar" dudakları kıvrılarak ellerini tişörtünün içine sokar ve yavaşça elleriyle birlikte açtığı her yeri diliyle ıslatırken tişörtünü rahat bırakır, saçlarını çekiştirip erkekliğine doğru hareket eder ve köprücük kemiğine hafifçe dişlerini sürter.

Kurt onun dudaklarının değdiği her santimin yanmaya başladığını hisseder. Kucağındaki kalçalar hareketlendikçe hızla sertleşiyordur. Derin bir inlemeyle boynunu geri atar ve kalçalarındaki ellerı sıkılaştırıp onu kendine bastırır. Sonra dudaklarına yaklaşır ve gözlerinin içine bakarak konuşur " kendini rahat hissetmeni istedim, sana karşı olan sicilimi temizlemek istedim ve sana söylemiştim sen hazır olana kadar hiçbirşey yapmamak en doğrusu gibi gelmişti" uzanıp dudaklarını kavrar ve dudaklarını sertçe öperken onun boğuk inlemelerine karşı nefes nefese konuşur " ama nedense şuan daha fazla dayanamayacağımı hissediyorum bebeğim şansını zorluyorsun"

Blaine'in gözleri kararmaya başlamışken duyduklarıyla başını iki yana devirerek dudaklarına yaklaşır, o kadar yakın duruyordur ki dudakları birbiriyle buluşmamak için direnç göstermeye başlamıştır, ona doğru fısıldayarak kirpiklerinin altından ona bakar keskince "şansımı sonuna kadar kullanacağım o halde" daha sonra öpüşecekleri sırada dudaklarını burnuna yönlendirerek küçük öpücüklerle kulaklarına varır "ben hazırım" diye fısıldar boğuk bir sesle "seninle olmak istiyorum," köprücük kemiğini dişleyerek Kızartıncaya kadar emer "tenini hissetmek istiyorum," ereksiyonlarını birbirine çarptırarak kulaklarına doğru inler "seni istiyorum"

Kurt duymayı beklediği cevap geldiğinde dudaklarına kapanır. hızlı hareketlerle onu kalçalarından kaldırarak kucağında yatağa doğru götürür. Hızla perdeyi çekerek yatağa ulaşır ve dudaklarını ayirmadan sertçe öpüşlerinin arasında onu yavaşça yatağa yatırır ve üzerine uzanır. Blaine'nin ağzından çıkan seni istiyorum cümlesi artık tamamen sertleşmesine sebep olmuştur ve aletinin pantolonunun içinde kıvranmasına aldırış etmeden dudaklarını daha da istekle emmeye ve dişlemeye devam eder. Kendini ona bastırıyor ve bir yandanda boxerindan içeri soktuğu eliyle yavaşça kalçasını okşuyordur. Dudaklarının arasından zevkle sabırsızca inler " tanrım bende seni istiyorum"

Blaine kurt'un nefes nefese söylediği kelimelere yarım ağız gülümserken dokunduğu kalçaları kasılıp gevşemeye devam eder "gel ve al o zaman" diyerek üzerindeki kıyafetlere düşmanca bir bakış atar ve onun çıkartmasına izin vermeden tişörtünü kendinden beklenmeyecek bir ustalıkla sıyırır, yatakta hafifçe onu geriye doğru iterken dudaklarına yapışır ve göğsüne doğru inerken karın kaslarını okşar, dudakları pantolonunun düğmelerinde durduğunda nefesini vermeye devam ederek düğmeyi acar, burnunu sertliğine dayayarak durduğunda pantolonunu hafifçe aşağıya doğru sıyırır ve erkekliğine burnunu sürterek hafifçe dişlerini üzerinde gezdirir, daha fazla beklemek istemiyordur ve boxerını aşağıya doğru biraz daha çekerken gördüğü şeyle duraksar, soru soramayacak kadar arzu dolu ve şaşkındır, onun anlayacağını düşünerek şaşkınca mırıldanır, şokla erkekliğinde gezinen dişlerini ona daha sertçe bastırmıştır "K-kurt? Bu.." diyebilir sadece ve kasık çizgisinde takılı kalan bakışlarını ona çevirir.

Kurt onun şok olmuş ifadesine gülümser. Bu anı uzun süredir bekliyordur ve onun kendisinin gördüğünede memnundur. Pantolonunu bacaklarıyla iterek çıkarırken ona çapkınca gülümser, eli kendi kasığındaki dövmenin üzerinde geziniyordur "beğendinmi sevgilim" der muzipçe onun ismini okşarken " sanırım bu favori dövmem"

Blaine dili tutulmuş gibidir ve konuşmak için defalarca dudakını araladıktan sonra bakışlarını ona dikmiş gözlere bakar, sesi beklediğinden yumuşak çıkmıştır "Sen ciddi misin?" onun onaylayan bakışlarını beklemeden inanamayan gözlerle kasık çizgisine geri döner ve dövmenin etrafında dolaşan parmaklara minik öpücükler kondurur, boş boş mırıldanır "Blaine.. Blaine, Blaine benim adım! Im5;nanabiliyor musun gerçekten benim adım!" kendini sirkeleyerek ona döner "peki.." parıldayan gözlerle onun yüzünü inceler "neden yaptın bunu?"

Kurt gülümseyerek yavaşça doğrulur ve yanına yatağa oturur yüzünü ellerinin arasına alır ve sakin bir tonda konuşur " sana vücudunda benden bir parça olsun istiyorum dediğim geceyi hatırlıyor musun? Hani ilk birlikte uyuduğumuz" onun hala şaskinlikla ona bakan ve basini sallayan haline hafifçe güler "işte o gece gerçekten sana aşık olduğumu kabul ettiğim geceydi ve bende vücudumda senden bir parça istedim" yavaşça tekrar blaine'in dudaklarından öper.

Blaine bir an şaşkınlıkla üzerinde hissettiği dudaklara karşılık veremez ve dudağının kenarını öperken üzerine çıkarak kucağına oturur, burnu omuzlarında kendisine yer açarak ona sokulduğunda şaşkınlıkla bakışlarını yüzüne çevirir "benim kabul edeceğimi nereden bildin.. ya kabul etmeseydim, Kurt?" der parmaklarını çenesinde gezdiririken..

Kurt nazikçe gözlerinin içine bakarak gülümser "bunun bir önemi yokki kabul edip etmeyeceğini umursamadım ben istedim ve yaptım üstelik bir an bile pişman olmadım. Seni etkilememek içinde görmemen için elimden geleni yaptım" muzipçe kıkırdar " bunun kolay olduğunu söyleyemem çünkü seni gördüğüm an üzerine atlamamak için uğraşmak gerçekten zordu"

Blaine o konuşurken aklı demin söylediği kelimelere takılmıştır ve söylediklerine hafifçe gülümserken yanlış duyduğunu düşünerek doğrulup ona bakar "ne dedin sen demin?" kurt'un diyeceği şeyi fark ederek gözlerini döndürür "üzerime atlama bölümünden bahsetmiyorum, ondan önce..." içinin ısınmaya başladığını hissedebiliyordur ve parıldayan gözlerini kısarak çenesini kavrar, vücudu sertliğinin de verdiği etkiyle titremiştir "neyi kabul ettiğin geceydi dedin sen?"

Kurt ikinci defa şaşkın bakışlarını görünce gülmesini bastıramaz ve burnuna küçük bir öpük kondurarak seksi bir sesle fısıldar " sana aşık olduğumu kabul ettiğim geceyi mi soruyorsun bebeğim"

Blaine ikinci kez duyduklarıyla yüzünü kavrar ve ona dikkatlice bakar, gözleri aşkla buğulanmıştır ve parmaklarını yüzünün her hattında yumuşakça gezdirir "ben.." dudaklarına minik bir öpücük bırakırken bir fısıltı eşliğine kendini geri çeker "seni seviyorum" üstünde hareketlenerek gözlerinin içine bakar "seni herşeyden çok seviyorum" yattığı yerde gerileyerek kasık çizgisine ulaşır ve dövmesine yavaş bir öpücük bırakırken dilini etrafında döndürür ve bacaklarına asılarak yerinde doğrulup çenesini yavaşça öper, onun bakışlarından nedenini sorguladığını hissedebiliyordur ve sormak için açılan dudaklarına kapanarak sorulmamış sorusunu cevaplar "seni sen yapan herşey için, sana aşığım."

Kurt onun gözlerine bakar ve hic konusmadan dudaklarına kapanır. Kokusunu derince içine çeker ve fısıldar "seni seviyorum tanrim seni cok seviyorum" ve onu belinden tutarak kucağına çeker dudaklarına kapanır ve yavaşça fısıldar "seni istiyorum hemen şimdi"

Blaine duyduklarıyla daha da sertleşen erkekliğinin egemenliği eline almasına izin verir ve onun çıplak boynuna minik öpücükler kondurarak karın kaslarına iner, dilini yavaşça tenine vururken kasıklarına geldiğinde dudaklarını çekmeden erkekliğine doğru minik bir öpücük ve dil darbesiyle doğrulur, dudaklarını son bir kez öpmek için uzandığında damağının etrafında diliyle daireler çizerek geri çekilir, kucağına yattığı beyaz tenli adama bir kez daha aşık olurken ereksiyonlarını birbirine çarpıtarak dilinin geçtiği boxer düğmelerinden elini geçirerek yavaşça sertliğini okşar ve elinin yetişebildiği kadar uzanarak ucunu sıkar, kadifemsi bir sesle mırıldanır "istediğin zaman beni alabilirsin, sevgilim"

Kurt blaine'in ellerini erkekliğinde hissettiği an vücuduna yayilan titremeyle onu belinden kavrar ve yatağa boyunca uzanmasını sağlar. Ellerini iki yanina koyarak üzerinde yükselir önce dudaklarını öper doyasıya oradan boynuna kayar. Küçük öpücüklerinin arasında fısıldar " seni seviyorum " nazikçe boynundan göğsüne kadar olan bölgeyi öper ve göğsüne geldiğinde hafifçe yalar göğüs uçlarını. Kirpiklerinin altından onun kıvranmaya başlayan yüzüne bakar ve göğsünün ucunu emmeye başlar diğer eliylede yavaşça bacaklarını okşuyordur. Onun mırıltılarını duyduğunda hafifçe dişler göğüs ucunu ve ıslak öpücüklerle karnınından kasıklarına doğru bir yol izler. Kasıklarına ulaştığında yavaş hareketlerle boxerını bacaklarından sıyırıp alır ve diliyle aletinin başını yalar bir kaç defa. Blaine'nin ellerinin çarşafları sıktığını gördüğünde aşağıdan yukarı birkez daha daha sertçe yalar ve onu tamamen ağzına alır. Duyduğu ufak inlemeler onu dahada tahrik ediyordur ama nazik olmaya kararlıdır. İki parmağını onun dudaklarına uzatarak emmesini sağlar böylece ıslatılan parmaklarını onun girişine götürür ve okşamaya başlar.

Blaine çığlık atmamak için kendisini zor tutuyordur ve çarşafları daha sıkı kavrarken gözlerini yumar, girişinde hissettiği ellere daha fazla dayanamaz ve derince inler, ona daha fazla yer açabilmek için bacaklarını açarak onun kalçalarında dolar ve kendini ona bastırırken çıkartmadığı boxerını onu saran bacaklarından yardım alarak sıyırır, girişine kendini biraz daha bastıran parmaklara dayanamayarak bilinçsizce mırıldanır "Tanrım Kurt!" açığa çıkan sertliğine bakarak onu hızla avuçlar ve ellerini bir oyuncakla oynuyormuş gibi onu sıkıştırırken arzuyla kulaklarına doğru inler "seni istiyorum" kulak memesini sertçe ısırarak emer "istediğimi alabilmek için bu sefer mücadele etmek zorunda mıyım peki?" köprücük kemiğinden boynuna kadar onu yalar "yoksa bana zengin piçi hakkı mı vereceksin, sevgilim?" erkekliğinin ucunu okşamaya devam ederek onu sertçe sıkar.

Blaine'in söyledikleriyle kurt'un yüzüne hain bir gülümseme yerleşir. Ona biraz daha eğilerek yüzüne doğru yaklaşır ve kışkırtıcı bir sesle konuşur "istediğini alacaksın bebeğim artık mücadele yok" yavaşça parmağını kendi dudaklarına götürür ve onun gôzlerinin içine bakarak emer diliyle yalayarak ıslattığı parmağını tekrar onun girişine götürür ve içine kaydırırken fısıldar "tamamen seninim" onun dudaklarından kaçan inlemeyi bastırmak için sertçe dudaklarına kapanır ve onu alt dudağını emmeye başlar. Sert öpüşmelerinin arasında sırayla ikinci ve üçüncü parmağınıda içine kaydırmıştır. Blaine'nin tutkuyla onu pompalamasına daha fazla dayanamaz ve parmaklarını içinden çıkartıp yavaşça onun alev almış gözlerine bakarak bacaklarını omuzlarına kaldırır. Son bir kez daha dudaklarına uzanır ve fısıldar " hazırmısın bebeğim" sonra nazikçe içine girer ve derin bir inlemeyle hareket etmeye başlar.

Blaine vücudunu patlayacakmış gibi sıkarken göğsü yay şeklini alır ve derince inler, onun gözlerine bakarak yatakta ileri geri hareket eder, mavi gözlerinden onun da zevk aldığını anlayabiliyordur. İçinde hızlanmasına daha fazla dayanamaz ve gözleri kendisinin üstündeyken başını hızla geriye atarak ademcik elmasını ortaya çıkartacak şekilde yutkunur, dudakları aralanmış ve normalinden daha ritmik inlemelerle onun gözlerindeki kıvılcımlar alev haline gelinceye kadar beklemiştir, bu sırada az önce içinde dolaşan parmağını dudaklarının arasına alıp gözlerini ondan ayırmadan şevkle emer, kendi ıslaklığını hissettiğinde içinde hareket eden aletiyle hırsla inler ve fısıldar "Tanrım, tanrım kurt!" elleri tutunmak için bir yer arar ama çarşafların yeterli gelmeyeceğine karar vererek onun beklemediği bir hareketle kucağına tırmanır, ellerini ensesine sararken kendini ona bastırır ve başını arkaya atarak kendini yavaşça ondan çıkartıp geri sokmaya başlar.

Kurt yatakta hizla arkaya doğru gerilemiş ve blaine'nin kucağına tırmanmasıyla kontrolü biraz ona bırakmıştır. Ağzından dökülen ismini duydukça çıldırıyordur. Sertçe kalçalarını yakalar ve onun kucağındaki hareketlerine yardımcı olmak için ağırlığını kendi üstüne alır. Blaine aletini içinden her çıkarışında nefesi kesilir ve tekrar içine aldığında derince inler. Bir süre sonra blaine'nin vücudunu kucağına tamamen bırakır ve en derine kadar ulaştığında orgazm kasılmalarının başladığını hisseder. Bir elini onun beline koyarak daireler çizerek kucağında hareket etmesini sağlarken diğer eliyle onu pompalamaya başlar. Blaine'nin inlemeleride histerik hali aldığında onunda yaklaştığını anlar. Bir kez daha onu bacaklarından tutarak içinden çıkar ve sonra sertçe tekrar girer. Bu hareketi birkaç defa tekrarlar bu sıradada onun adını bağırmaya başlamıştır" blaine..ah tanrım..blaine çok yaklaştım bebeğim..harikasın"

 

Bliane inlemeleri arttıkça ağırlığını onun üzerine vermeye devam ediyordur ve onu son bir kez içine alırken tırnaklarını hafifçe ona geçirerek duyduklarıyla çığlıkla karışık mırıldanır "tanrım, Kurt!" dudaklarına kapanıp onu emmeye devam ederken hızla onu kendisine sokar ve kalçaları kasılarak kendini ona bırakır, kulağına doğru kesik kesik nefesler alıyordur, dişlerini sıkarak bağırır "Kurt.. Ah.. Geliyorum!" duyduklarıyla onun dudaklarında adıyla birlikte kendisini serbest bırakışını izlerken içine yayılan sıvıyla eline doğru boşalır, ve zevkle onun adını haykırır, ter içinde kalmış bedenleri birbirine sürtüyordur ve blaine kendini ondan çıkardığında yavaşça geriye kendini doğru bırakır, kurt'de derin bir nefes almış ve onun üzerine yatmıştır, alnında hissettiği dudaklarla yavaşça gözlerini kapar ve bu anın büyüsünü bozmak istemeyerek gece boyunca birbirlerinin nefeslerini dinleyip uykuya teslim olurlar.

Sign in to leave a review.